(Kadim dostum Kürşat Başarıya)
Çin Sarayı’nı basan kahraman bir yiğidin,
Coşku dolu ülküsü yüreği vardı onda.
Gözlerine baktıkça geçmişini seyredin,
Ülkü denen gaza yanan bir hardı onda.
Ayrılık mevsimi,geldi sarı sonbahar.
Ruhuma hayat veren anılar kıymetimdir.
11 ağustos günü öldü bütün duygular.
İşte o gün benim küçük kıyametimdir
10-10-2010
Gidiyorum şimdi.
Peşimde dolaşan ümitsizliğe aldırmadan,
İçimde ki umudu doğuran kimdi?
Bir sürgünde yürümek ruhumu kaldırmadan,
Aşktan, sevgiden yoksun bir sürgün.
Her gece umutlarla yattığım.
Konyaya yine karanlık çöküyor.
Günler esmer, esmer esiyor.
Yüreğim ayçekirdeği yaprağında kaldı.
Uzanıp yapraklarını okşamak istiyorum.
Sevgilim boşluğa az kaldı, nefesim tükeniyor,
ne zaman yağmur yağsa,
bir yakarış tırmalar yüreğimi.
gözüm dalar uzaklara.
sevginin alamadığı kadar büyük
ama görebileceği kadar küçük,
bir damla gelir kulağıma
Karanlık bir gecede sensizliğe başlarım.
Yazarım belki de bitmeyecek bir öyküyü.
Güneş doğmak üzere bırakmaktayım yarım.
Belki de dilden dile dolaşacak bir türküyü.
29–05–2010
Yaprak dönerse bir gün gazele,
Kapılırda rüzgâra savrulur durur.
Bir ahire bir ezele ve bir güzele,
Çırpınır kuşlar gibi elbet vurulur.
Uçuverir kelebekler gibi nagehan.
Ne param var ne de pulum kasamda.
Sadece kalemimle kâğıdım var masamda.
Elbette ki bende bir rubai yazarım,
Ömer Hayyam kadar şair olmasam da.
19–06–2010
Yaşıyorum, tek başıma bir bende ben.
Soğuk gecem de hayalindir yükselen.
Aniden gözlerin geliyor aklıma ağlıyorum.
Gözyaşımla hayalini kendime bağlıyorum.
Derken, elime konuyor resmin siyah beyaz,
Sen nerdesin sevgilim gece soğuk gece ayaz.
Sen yarım kalmış bir şiir,
Sen boynu bükük bir nehir;
Ben seni okuyan şair,
Söz vermiş seni yazmaya dair.
18–06–2009
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!