Gönül sende bir gün aha alışırsın.
Çoğalır pişmanlıkların eyvaha alışırsın.
Kör olur da göremezsin yedi beyzayı
Beyazların içinde siyaha alışırsın.
İçimi aydınlatan gözlerindi güneşim.
Çiçeklerin içinde menekşe bir sultandı.
Hercai bir bakışla kalbe düşen ateşin,
Kızıl alevlerinde nice duygular yandı.
Eskişehir / 02-10-2010
Nedendir bu şehir bana seni hatırlatır?
Yüklemiş soğuğunu yine bütün dağlara.
Nedendir bu şehir gözlerimi ağlatır?
Gözlerinin rengini almış yine Ankara.
Gözlerinin rengine diner mi hiç hasretim,
Eski bir aşka ağlarken zamansız,
Zamana yol almış bir gemiyim limansız,
Girdabım sensin çek yüreğimi derine.
İstanbul gibi eşsiz o güzel gözlerine.
Penceremde hayalin ellerin avucumda,
Seni her gördüğümde bir heyecan içimde,
En güzel hayallerle başka başka biçimde,
Mehtap ışıklarında hep o güzel yüzün.
İsminin geçtiği her mısrada hüzün,
Resminle geçirdiğim o uzun geceler.
Aşkımı sevgimi tüm dünyaya heceler.
Kalbim bir Mehlikayı doğuruyorken şimdi,
Soluyor birer birer fotoğrafı nefretin.
Ruhum duygularımı yoğuruyorken şimdi,
Duygular canlanıyor vadisinde hasretin.
Tuana mı düşüyor ellerime? Bilmedim.
Sen bir genç kızsın sevdanın dergâhında,
Hiç bitmesin yıldız yağmurlarıyla dansın.
Biten her gecenin beklenen sabahında,
Dileğimdir gözlerim gözlerinle uyansın.
Ne kastın var sevgili seni seven bu cana,
Gözlerinden bir damla ab-ı hayat ver bana.
Bırak yanayım bende bakışlarında senin,
Renkleri kıskandıran gözleri göster bana.
Bir bahar akşamı sevmiştim bir peri,
Bahar yaşlı gözleriyle teselli etti beni.
Yanıp tutuşan bir alev şimdi her yerimde,
Sen şimdi alevden bir gülsün ellerimde.
bana merdiven daya,
çık çıkabildiğin kadar.
sonra ben sana,
çıkabildiğim yere kadar.
birlikte yükselelim,
güneşe yaklaşmadan,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!