dünya bir yana
sen bir yana
sensiz her yer
kül olsun yana yana
sen canımdan olma can
Henüz bahar girerken
Ve yalçın dağların karları yeni yeni erirken
Cansız bir dere yatağına
Engin dağlardan coşkun bir sel düşer ya….
Paramparça olur ya
dağılır ya çay yatağı
Bir dipsiz deryaya nasıl düşerse, bir damla yağmur;
Avcuna öyle düştüm,umutla...
Yorulmuştum;
Aynı Şimdiki Gibi
Eviniz en güzeldi, çok büyük ve bahçeli
Önünde koskocaman bir çam ile bir selvi
Bir bank vardı ahşaptı, gonca gül işlemeli
Hep orada oturur, çay içerdin, akşam üstleri
Öğretmenim
Bana doğayı sevdiren öğretmenim
Ağaçları kesenlerin, Ormanları yakanların,
Hayvanları vuranların, Yeşili yok edenlerin
Öğretmenleri olsan. Onlara da öğretsen.
Güzeli görmeye güzel göz ister
güzel göz güzel gönülden alır ferini
okuyup bu fakirin şiilerini
bana değil kalbini verin aferinlerini
Ben de el sallıyorum sana,
şimdi ardından,
Bir de neler neler söylüyorum hala içimden…
Keşkeklerle başlayan onlarca cümleden tutta,
Pişmanlıkla yaptığım TÖVBEYE kadar.
Bakma sen,şairlerin süslü püslü laflarına.
İnanma,o büyük aşk masallarına,
Kapılma,-yok olursun- rüzgarlarına,
Aşk dediğin bir tek O'nun gözlerinden ibaret.
Gerisi bir varmış,bir yokmuştan ibaret.
Nedir zaman dediğimiz şey?
Saniye,dakika saat dediğimiz; saat kadranı üzerindeki akrep ve yelkovanının dairesel hareketinden mi ibaret?
Günler haftalar aylar:Takvimden çekip aldığımız yapraklardan mı?
Gece gündüz mevsimler yıllar: Dünyanın güneş etrafındaki dönüşünden mi?
Metabolizmamızda meydana gelen değişmeler mi? Saçlarımıza düşen aklar,yüzümüze çizilen çizgiler mi? Zaman
Gün gelir bir an kadardır ömür.Yada bir ömür kadar uzun geçer an.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!