Dönüşüyor giderek turuncudan kahverengiye
Ekimden kasıma soğuk iliklerden işliyor
Caddede, dükkanlarda değil
Gözlerden gizlediği gözleri
Hep denizin uzağına bakıyor
Halinden anlayamazsınız ki
Üzgün mü, endişeli mi, kararsız mı
Yapraklarını çarşaflara savuran çınara kadar mı yürüyecek
Balıkçı korunağına kadar mı
İstemsizce artıyor adımları bilmeden
Bilmeden neyi özlemiş
Tren sesini mi, vapur düdüğünü mü
Maçka'dan geçip Harbiyeden Beşiktaş'a gidişlerini mi
Adres soran gençleri duymadan
Rengarenk bir kelebeği seyredişini mi
Rüzgarla oynaşan parlak beyaz saçlarının altında
Neler düşündüğünü nereden bileceğiz
Günlerden nedir, pazartesi mi çarşamba mı
Zargana peşinde, belki palamut
Yükselip inen dalgaların ardında
Martılar kimin umurundaysa
Demir kapının çarpışıyla irkilip
Hayalini dağıtan keskin parfüm kokusu geziniyor
Üvey bir karanfilin yan yattığı bahçeden geçmekte
Anca görüyor çınlayan kapının ardındaki köhne evi
İmalı imalı bardaklara karışan sabah çayının şekeri
Niye hep yalnız yürür ki bu adam
31.10.2020 01:00
Kayıt Tarihi : 31.10.2020 01:01:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!