bulutlar paramparça
yumrukluyor döşünü
yetim analar gibi rüzgârda cıbır dallar
nasıl da garkoldu bahar boz topraklara
nerede sağanaklarca şakıyan kuşlar
soldu delişmen ağustos
ferini yitirdi bir zaman çılgınca sevişen güneş
haykıra haykıra
ağlıyor gök tarumar
üstünü başını yırta yırta
sağanak sağanak efkâr
alabilesiye sonbahar
gün olur da kırılır
iplik iplik damlaların
aktığı camlar
gözyaşına döner güleç anılar
gözünün önünden toprağa akar
geçti çiçek günleri
n’oldu temmuz ihtişamı
bir daha görmemek var
belki bir sağanak ömür
dağlarda tükenen kör yol
belki bir yel-bir tek damla
gamla geçen kısa bir an
bir şey var insanın bağrında
hangi sözle anlatılır
açan çiçeklerle kanar
kırılıverir camlarla
bazan gülüşlerle acır
yar yarası ile bazan
bazan susuşlarda yanar
biraz tül buluta benzer
biraz taş kesilir insan
bir avuç küldür savrulan
yeşil yapraktandır hazan
terk eder yapraksız dalları kuşlar
ağaçlar neden yas tutar
kimi yollar biter uçurumlarda
aşk denen serüvenci
kör karanlıklarda tutunup bir yüreğe
delice bir yolculuk
çıkılır en çılgın fırtınalarda
yaşlanır mı baharı yitmiş
üstü başı parçalanmış
göçmen kuşları gitmiş gök
hayat
neyi anlatır
dökülen yapraklarda
der ki insan
ey acı
kalbimi sök
kurtulayım
bildim ki yaşlanır insan
yarıda kalan aşklarda
düşleri dökülmüş yapraklardır
umutları kapaklanmış taylara benzer
fırtınalıdır gece- bir tekne parçalanır dalgalarda
bir yolcu dağ başlarında düşer uçurumlardan
hüzün bahçelerini darmadağın eder rüzgâr
yerlerde sürünür beli kırılmış özlem
ağlıyorum sanma beni
yüzümde gördüğün ıslaklık
yağan yağmurdan olmalı
malum ki mevsim sonbahar
ADNAN DURMAZ
24.10.2013 00:44
Kayıt Tarihi : 4.7.2014 04:26:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!