Yürek Yansimasi / Düz yazi

Serap Demirtürk
845

ŞİİR


23

TAKİPÇİ

Yürek Yansimasi / Düz yazi

KÜÇÜK ISKENDER'IN
'BIR NEDENI YOK' YAZISININ
YÜRE?YMDEKY YANSIMALARI

1
Aslinda sevdikleriz bize birer yabanci... Ama bir noktada yüregimizi, onun avuçlarina verecek kadar seviyoruz, yeri gögü Yaradanimin yarattigini sevmek ne güzel, keske sevdigimiz kadar da o, sevse bizi. Belki de seviyordur yüreginin gizli bir kösesinde de, biz yoklara karisinca anlayacak varligimizin önemini. Ne etmeli ki, yok olmali belki de.Fuzuli olmaktansa yok olmali belki de ama bir kez öpmeli o gül yanaklari...Bir nedeni yok... Sadece içimden geldi.
28.7.2009 SERAP HOCA

2
Kisi, sevdiginin hayatinda bir yeri olacagini sanir. Düsünür de der ki kendi kendine ' Ben onun için önemliyim... Bunu bir gün anlayacak'... Oysa o, kendi galaksisi içinde,kendi yalnizliginda mutludur ve sokmaz içeriye kolay kolay bir baskasini... Sevdi sanirsin, bakarsin ki yoklara gitmeye meyilli. Dur, gitme... Korkma benden... Bir gün arayacaksin benligimi...
Neden mi yazdim bunlari... Hiç.. Hadi öptüm ben,hosçakal...Yazdim iste...
29.7.2009 SERAP HOCA

3
Seninle ben olmakti birlikte dertlestigimiz anlar. Sen anlatirken seninle yasiyordum çocuklugunu, geçmisin unutulmaya yüz tutmus anlarinda dolasirken seni neden sevdigimi bir kez daha anliyordum. Senden asla sikilmadim. Inandim ki hep sen de beni hep cani gönülden dinledim. Bunlara inandim deli gönlümce... Neden mi anlatiyorum bunlari... Bir nedeni yok. Sadece söylemek istedim.

Sanirim cümle insanlarin bir sürü insani sevmesi, belki daldan dala atlamasinin nedeni, bunca terk etmeler, terk edilmeler... Hepsinin nedeni insanin anlasilma arzusundan kaynaklaniyor. Kimse, kimseyi anlamiyor...Neden biliyor musunuz? , Herkes, sarhos muhabbeti içinde..Kimse can kulagi ile dinlemiyor... O, anlatirken 'Sussa da ben anlatsam' derdinde... Böyle olunca da anlasilmak imkansizlasiyor. Gene konusmaya basladim kendi kendime. Neyse... Gideyim sessizce...
4. 8.2009 SERAP HOCA

4
Yillar alip da götürdügünde sana ve bana dair tüm yasanmisliklari sakin suçu yillara yükleme, sen unutulmasina izin verdigin sürece yokluklara siner anilar... Simdi ben kime kizayim? ...Simdi ben nerelerde arayim sensizligi? ...
Konusturma beni, yaram derin... Yazdim iste gene... Neden mi,hiç... Öptüm.
4.8.2009 SERAP HOCA

5
Arama... Gelse de gider gene sessizce ve yikar yüregini de gider... Bosadir hayatta kendine es yüregi aramak ya da bulsan da yüregini alir gider...Kalirsin sen onun 'aynaya bak...kendini benim gözümle gör...ne kadar güzel oldugunu sen bilemezsin, çünkü sen kendini benim gözümle göremezsin' deyip inadina savrulup gidenin ardindan kalakalirken... Onun için bekleme... Oyalan bir seylerle... Yüregini al onun, ver yüregini de ama vefa bekleme, sadakat bekleme... Gene de beklerim diyorsan ne denir ki yüregi elde olana...
Kal saglicakla, öptüm.
4.8.2009 SERAP HOCA

6
Sen yüregime girmek için verdigin ugrasi göremiyorsun giderken... Çünkü yüregin gitmis artik benden çok uzaklara... Ask denen olgunun artik anlamsizlik oldugunu kesin olarak idrak ettim. Giden, görmüyor gözyaslarimi, duymuyor hiçkiriklarimi... Artik bitti... Yüregime gömdüm seni... Aglasam da aglamasam da inlesem de inlemesem de asla hissettirmeyecegim sana... Bilemedigim tek sey bunu nasil bu kadar kolay basardigin... Nasil unutabildin...
Hiç... Bos ver. Neyse... Önemli bir sey yok... Bana 'sen de kendine baska bir yürek bul' diyecek kadar vefasiz ya da ne bileyim belki de sevdasiz - evet, sanirim en yakisani bu oldu- olmana anlam veremeyerek seni gönlümden süpürüyorum va adini dilime asla almayacagim artik siirimde. Gönlüme mi... Orasini bilemem...

Neyse..gideyim artik... Sana huzur diliyorum Rabbimden...

Bir nedeni yok degil, bin nedeni var... Öpmüyorum ama...Elveda.
5.8.2009. SERAP HOCA


7

Yoklugunun acisini düsündüm bu sabah... Tarifi yok. En kötüsü de ne biliyor musun, seni sen öldürmeye çalisiyorsun benligimden... Oysa bilmiyorsun ki buna muktedir degilsin... Buna ben bile muktedir degilim. Bu nasil bir sevgidir ki benimle adimliyor yüregimin her duygusunu... Benim gözlerimin sahillerindeki dalgalarda sen de savruluyorsun ama bos ver, bilme. Anladim ve inandim ki insan denen varlik tekmis bu dünyada... Acida da sevinçte de… neyse, hadi gideyim ben…Neden mi yazdim? … Yüregine sor.
10.8.2009 SERAP HOCA

Serap Demirtürk
Kayıt Tarihi : 1.2.2010 08:36:00
Hikayesi:


KÜÇÜK ISKENDER'IN YAZISINI PAYLASARAK BU ANLIKLARI YAZMAMA VESILE OLAN NAZEN SAHIN ARKADASIMA SEVGILERIMLE... http://www.maviiklimler.net/ ----- Bir Nedeni Yok Yalnizca Öptüm/K.Iskender ---------- Dudaklarim gerisin geriye çekildi; agdali bir sivinin agir agir örttügü, korkunun biçim kazanip ayaga kalktigi ve ‘hey bana bir seyler söylemenin vakti geldi’ dedigi zamanlarda bekledim seni; gözlerimi kapadim. Bekledim. Beklerken, özlemenin hangi geçitleri geçilmez kildigini, hangi duygularin insani hayata kazandirdigini, basite indirgenmis hüzünlerin geceleri dinlenmeye müsait sarkilarla sahlandigini anlatamadim. Evet, bilmiyordum. Bilmiyordum, kelimelerden arinmis bir cümle kurar gibi sevismeyi. Sevisirken sözlük kullaniyordum hala. Ama, seni seviyordum. Ve sevdigimi, sevgimi anlatma telasiyla hata üstüne hata yapiyordum sana. Sana yaklasamiyordum. Yasaklanmistin adeta. Çignemeye çalistigim yasak olsan da, uzak dursan da, o korkunç seklini korusan da, farketmiyordu hiçbir sey. Küçük bir ates. Küçücük bir atestin sen. Sönmekten ürken bir ates. Bir su damlasiyla bütün görkemini kaybedebilecek bir ates. Askin mecali kalmamisti. Sessizce sokuldum yanina. Aciyla irkildin. Gülümsedim. Gülümsememe anlam veremedin elbette. Kimdi bu? Ne istiyordu? Tanimadigin biri. Hatiralarini darmadagin etmeyi planlamis bir yabanci. Fuzuli bir beden, karsindaki. Usulca uzandim, Bir nedeni yok. Yalnizca öptüm. Kimi geceler penceremden uzayi seyrederim. Uzayin adini ben koymadim. Uzayin adini yildizlar, gezegenler kendi aralarinda kararlastirmislar. Rahatlatir beni o. Bütün yagmurlar, uzayin derinliklerinden gelip yagar diye düsünürüm. Yagmurlar baska galaksilerden gelip yagar. Romantizme uyum saglamak için de degil. Öyle. Isin gerçegi budur. Yagmurlar, bu dünyaya ait sanma. Bembeyaz bir yalnizligin olmali senin de. Lekesiz bir yalnizlik. Lekelenmeye müsait bir yalnizlik. Tedirginligini buna bagliyorum seni seyrederken. Pismansin. Pismansin kapip koyveremedigin için sanki. Elinde olsa, avaz avaz bagiracaksin sokaklarda. ‘Neyim ben? ! ’ diye haykiracaksin. Olmuyor tabii. Olmuyor. Siyrilir gibi lüzumsuz bir yerden, siyrilip kendi affina siginiyorsun. Beni anlayacagin günler gelecek. Beni de göreceksin. Benimle tamamlanacak bir seye benziyorsun çünkü. Korkma lütfen, Bir nedeni yok. Yalnizca öptüm. Çocuklugumdan söz etmek isterim sana, eger sikilmazsan. Bir gün otururuz evde, ben sana hayatimi anlatirim dakika dakika. Kaç yasimdaysam, o kadar yil sürer konusmam. Çay pisiririz. Çaydanliga su yerine votka koyariz sen dilersen. Sonra da sen anlatirsin: Sevdigin filmleri, sevdigin parçalari, sevdigin canlilari, sevdigin... hep sevdigin seylerden konu açarsin. Ben sikilmam. Ben seninle sikilmamayi seni ararken ögrendim. Seni hayal ederken kesfettim sikilmamanin azametini. Bir insan, bir insani sikamaz. Bir insan cani isterse sikilir. Hacimler açarim sana içimde, dolman için, oraya akman için. Hacimler açarsin bana; çaglayarak gelirim. Endiselenmen gereksiz, Bir nedeni yok. Yalnizca öptüm. Olmasi gerektigi kadar fedakar biriyim aslinda; daha fazlasini umma açikçasi. Endiselerim, ideallerim, halletmeye çalistigim meselelerim var. Baskalasmaya çalisiyorum. Gözardi edilmis tutumlar edinmek hos. Degismek, hiç de zor degil. Yalnizca özgür olabilsem, sorun kalmayacakmis gibi sanki. Anlasilmak istiyorum: sevdigim bir sarkiyi herhangi biriyle paylasirken ayni duygulari hissetmek arzusu bu. Evet, tipki bu. Sese, ahenge kapilirken, kendini müzigin ritmine verirken yaninda bir digerinin olabilmesi; görkemli bir anda birlikte sadelesebilmek. Birlikte dansedebilmek gibi. Sen hastayken basucunda birinin sabaha kadar oturmasi gibi. Arada bir alnindaki teri silmesi, üstünün açilmamasina dikkat etmesi gibi. Bir baskasi için hayatta kalma çabasi gibi sanki. Ölmek için degil, yasamak için ugrasmak gibi. Ummadan, hayal etmeden, siradan, oldugu gibi.dogal. Ve ciddi. Ciddi ciddi hayatla mücadele edebilme gücü. Bu gücü yanyanayken yaratabilme yetenegi. Ben bu yetenegin bir parçasi olarak sokuluyorum sana. Masallarla geliyorum. Efsanelerle geliyorum. Herhangi bir insanin birikimiyle geliyorum aslinda. Artniyetsizim. Inan, Bir nedeni yok. Yalnizca öptüm. Bazi sorulara cevap bulamadim; kuskusuz gerekli de degildi bu. Soruyu soru halinde birakip sahici yanini korumaya çalismam, cehalet mi sanildi acaba? ! Bedenlerin bedenlerden istedikleri, ruhlarin, ruhlardan çikarttiklari, karsilikli acilarin birbirlerinin etkisini arttirdiklari vakitlerde düstün aklima. Aklima yayildin. Ne kaybedebilir, ne kazanabilirdim ki artik: Ortadaydim iste! Bir baskasinin mal varligina dönüsmeden yasayabilmenin yalnizligiydi bu. Hayir! Melankoli diye adlandirma bu durumu; ortak bir açi yakalayamama sorunu galiba. Her kadin gibi dogurmak hevesi, her erkek gibi daglarin doruklarinda biraz gözden irak hüzünlenme denemeleri aslinda. Kusura bakma, kafam biraz daginik, Bir nedeni yok. Yalnizca öptüm. Insan inandigi seyler ugruna muhtesem hatalar da yapabilir. Kizmamalisin. Darilmamalisin eger bir kardeslik varsa aranizda. Sevgi, hosgörü takintilari da degil. Bir elmanin kirmizi olmasi, bir gülün öyle kokmasi, bir derdin halledilmesinin ardindan gelen ferahlik kadar siradan ve güzeldir hata yapmak da. Aska çilginligin yakistigi çaglari neden unutalim? Neden tarihin çuvalina tikalim tatli serseriligi, az biraz sergüzest olmayi? ! Ilimlilik mi kurtaracak insanligi? Alttan alma mi örtecek bunca çirkefi, zorlugu, belayi? Demokrasi, senin saçlarindan güzel olamaz. Senin yüzünden daha güzel olamaz krediler, faizler, repolar, tahviller. Dünyanin en uzun gecesi 21 aralik degil, beni terkettigin gecedir. Beni üzdügün, yordugun, yiprattigin gecedir. Bir kabahat mi gerçekten kendi disinda birine hayranlik beslemek? ! Gerçekten kiriyorsun beni, Bir nedeni yok. Yalnizca öptüm. Birinin pesindeyim ben; tanimsiz biraktigim birinin. Sessizligin doyurdugu, biçimli ve endiseli birinin. Düsüncelerimi zapteden, kelimelerimi korkutan birinin. Yaninda huzurlu uyudugum, mutlu uyandigim birinin. Onunla olmakla, onunla birlikte yasamakla gizli bir gurur duydugum, asla kiskançliga ya da sahiplenmeye dönüsmeyen bir tutkuyla baglandigim birinin. Onu ariyorum göge her baktigimda; bir melek gibi uzanip yüzüme dokunacagini tasarliyorum. Bütün asklarin payina düsen siddetten arinmis, baskalarina ayni/ birbirimize farkli koktugumuz bir sevginin yolu bu. Cesaretimi ondan aliyorum pervasizca ve yine ona ben cesaret veriyorum mücadele ruhunda. Bir sir gibi sakliyoruz misafirligimizi. Hüzün bitince geri dönecegiz çagimiza. Insanliga karismaya hazir yapisik kalpler tasiyoruz askimizda. Bizim askimiz hakikaten beden gücü gerektiriyor akil kadar. Yapacak çok isimiz var. Dövüsecek çok düsmanimiz var. Kucaklayacak çok arkadasimiz var. Bizim sebebimiz bu. Bizim fazlaligimiz bu. Belki de iksirimiz. Kanayan yüzlerle çevrili bir gezegende, firtinaya karisan bellek tozlarimizla, erdemlerimizle, ideallerimizle ayaktayiz. Yalan söylemiyorum Bir nedeni yok. Yalnizca öptüm. Evet, sen de isterdin sanirim huzurlu yasayabilecegin bir hayatin planlarini yapabilmeyi; kolaya indirgenmis, biraz fazlayi asirilikta aramayan, ölçülü bir heyecanla kritersiz bir maceraya aday kahraman olmayi. “Rüzgara dur, yagmura yagma, mevsime degis” demeyi; dogru, hepimizde biraz tanriyi kiskanmak var galiba. Bütün günahlar da buradan kaynaklaniyor adeta. Hirslarimizin, çekincelerimizin odagi burasi. Kazanmaktan çok, kaybetmeyi göze alabiliyoruz. Çikolata bile kurtlanabilir. Dondurma erir. Çiçek solar. Galiba önemli olan, onlari yerinde yasamak, yerinde korumak! Birer hatiraya dönüsseler bile! Kaç ölüme kaç doguma sahit oldugunu hatirlayabiliyor musun? Sevmek, ifade edebilmek kadar, ifadeyi unutmamaktir da. Simdi sessizce uzaklasmaliyim. Çünkü beni anlamadigini, anlamak için ugrasmadigini, hatta bunu önemsemedigini biliyorum. Ayni otobandaydik ve birimiz birimizin yanindan geçip gitti. Hafizasizligi, gurur saymanin adil yani! . Hangimiz süratliydik; önemi kalmadi. Hangimiz daha özveriliydik; bunun da.. umarim mutlu olursun. Bunu bir çöküntü aninda da söylemiyorum. Hiç kimse aldatmadi ötekini; yalnizca böyleydik iste! . Yüzüme öyle bakma nefretle, Bir nedeni yok. Yalnizca öptüm. Benden uzaklastikça, bana ait olandan yakani siyirdikça rahatlayacagini, herseye yeniden baslayabilecegini saniyorsun. Kimbilir, dogrudur belki de! . Adimin yasamadigi, adimin özlemle anilmadigi yerlerde kime umut verebilirim ki zaten? Romantizmin tehlikesi büyük! Romantizmin tehlikesi büyük! Romantizmin esrari büyüleyici! Romantizmin kanina girdigi insanlar bencil ve hirsli! Ben seninle birlikte yaslanabilecek kadar erken yola çikmayi istemistim; maceramiz uzundu çünkü. Maceramizin tahakküm altina alinamayacak kadar mükemmel olmasi, donanimimizla iliskiliydi. Ynni, sen ne kadar sevecensen, ben ne kadar yipraticiysam.. o da o kadar mükemmeldi. Özveri denebilir buna. Evet, buna özveri demek beni mutlu ediyor. Insan, özverinin çocuklara ad olarak verilebilecegi bir dünyada tanimini kaybediyor. Bu kaybedisteki kaosun ritmiyle çekiliyorum sana. Sen bir miknatissin seffaf ve ben, çekilirken sana içimdeki alelade metal parçalariyla, kan sekerim düsüyor, agzim düsüyor, ellerim.. en çok da ellerim düsüyor! . Sakin ha üstüne alinma, Bir nedeni yok. Yalnizca öptüm. Ben seni kirmak için yaratilmadim. Uzun zamandir seni planliyorum haksizca; cezalandirilacak kadar mi yabanci, taninmaz ve suç yüklüydüm? ! Belki; seni çok yiprattigimin, biraktigimin elbette farkina vardim, ama hersey mi benim aleyhte varolusumla açiklanabilir? ! Beni, basta sana olmak üzere kimliklere karsi saldirganlastiran kosullari tek basima ben mi olusturdum? Seni kaybettim. Bunu biliyorum. Seni kaybettigimi sen çekip gitmeden önce de biliyordum. Ortadaydi. Bedel ve kefalet ortadaydi.. senin hakkinda bir satir yazmamaya çalismamin nedenini hiç düsündün mü? ! Sana ait olanlari içten içe koruma ugrasi miydi sanki bu: kuskusuz. Hala da saygiyla agliyorum. Büyük bir tesadüfe yenildim, büyük bir eksen kaymasiyla, sihirbazin sapkasinda sikisip kalan tavsan gibi, Bir nedeni yok. Yalnizca öptüm. Elbette kiziyorsun bana; belki en çok da bu zayifligima kiziyorsun: Tedirginligime, seni kaybetme endiseme, telasima, saskinligima, titreyisime, ürpermem, anlamlarini anlamamis kelimelerle yetinmeme, müzakerelerde bulunmama, buhranlarin yordugu bir gençlik yasamama, bilincimi sana yönlendirmeme, sürekli sürekli içmeme, kelimlerin kifayetsiz olma durumuna, vesaireye vesaireye.. Inadima öfkeleniyorsun. Seni birakmama, seni özgürlügüne salmama hiddetleniyorsun. Bu da ask iste! Bu da entrika! Bu da soysuzlasmanin, askin getirdigi dalaveralarla kendine kilitlenmenin baska bir çesidi! Peki anahtar nerede sevgilim? ! peki anahtarin üzerindeki yivler kimin eseri? ! Dur, dur, bagirma, Bir nedeni yok. Yalnizca öptüm. Bunlar da geçecek süphesiz. Seni unutmama kaç yüzyil kaldi ki.. bir küsme, bir burulma biçimiyle gidisinin ardindan sehrin gri cephelerine fevkalade agir bir el bombasi gibi düsen bunaltinin biraktigi korkunç acinin unutulmasina kaç yüzyil kaldi ki.. Yaralandim. Bütün noktalarimdaki nöbetçiler de yaralandi. Çigrindan çikmis bir ayaklanma gibi aglamakta yalnizligim. Bir gerçek aramiyorum felakete. Bir bahne göremiyorum arkadaslarimin beni teselli etmek için söyledikleri kelimelerin hanesinde. Ama yoklugunu doldurmuyor sevda siyasetinin hançerleri. Ama bilemiyorum yagmurun ardindan artik hangimiz suçlanacak.. Eger hissediyorsan, Bir nedeni yok. Yalnizca öptüm. Ben sende ardi arkasi kesilmeyen bir korku sevdim. Ben bir cüce çocuk sevdim sende siska. Siddetli ve hayret uyandiran manevralarla kendi kanina olan saplantili askini sevdim. O rutubet kokan los yüzündeki kanalizasyonlari, az kelimeyle kurdugun cümlelerdeki gizli soru isaretlerini, barlardan çatlak bardak gibi atilmayi beklemeni, serserice patlamalarini, yuttugun toplu igneleri ve bir film hilesi hissi uyandiran utangaç hasret pozlarini sevdim. Dokunamadim sana. Parmakuçlarim nesterdi çünkü. Kirilan bir kemigin sesiyle veda ederken, Bir nedeni yok. Yalnizca öptüm.

Serap Demirtürk