Kaçamazsın dedim kendi kendime, çok söyledim,
Dinletemedim...
Hayat öyle oyunbaz ki mirim,
Kırk tilki dolaşır da kafanda, kuyrukları dolaşmaz,
Söyledim, dinletemedim...
.
Sen beni hiç dinlemedin be mirim,
Gittin hep burnunun dikine dikine...
Gönlüne verdin kendini,
Şimdi ağrır tabi ki yüreğin...
.
Herkesi kendin gibi sandın, ne safsın...
Güvendin bile bile, iki yüzlülere...
Ve bilakis, kendinden yedin en çok da darbeyi,
Aptallığına doyma, e mi?
.
Kanadı kırık, kırk kuş varmış,
Birbirlerine sarılıp, tek beden olurlarmış da uçarlarmış...
Senin kanadını kim kırdı?
Bekle bakalım kim kanat olacak sana şimdi?
Kim kırık kanadını saracak?
.
Hayat öyle oyunbaz ki mirim,
Sen baş edemezsin dedim bu yalan dolanla,
Haddinden fazla kırılgansın,
Ağrır tabi yüreğin,
Ağla bakalım sen, ağla...
.
Yapamazsın dedim kendi kendime, dinletemedim...
Sen kötülere kötü olamazsın,
Keşke yapabilseydin ama yapamadın,
Seni kırıp dökenleri yok sayamadın,
Yaşa bakalım şimdi yürek ağrılarını,
Bir dokunuş bekle, ağrını hafifletecek,
Feryadını duyacak bir kulak bekle dur,
Sen bunlara müstahaksın...
.
Kızma bana be mirim, doğruyu söylerim...
Dokuzuncu köyden de sen kovma beni,
Bilirim, hoşuna gitmez söylediklerim,
Ama gerçek bu, neyleyim...
.
Çok söyledim kendime de, dinletemedim...
Bencil olmayı beceremedim,
Şimdi benim hediyem, titreyen eller,
Ve uyur uyanık geçen gecelerdeki kabuslar,
Anlık bir fırtına misali gözyaşları...
Ama en acıtıcı olanı,
Hiç ama hiç dinmeyen,
Yürek ağrıları...
----------
Doktor Fisun Kökcü ---Muğla--- 2 Ekim 2015
Kayıt Tarihi : 5.1.2025 14:09:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.