içince çok içerdi masaya yıkılacak kadar
oysa gül ağırıydı
tutar birde rıhtımları yakardı gözleri çakmak taşıydı
öfkesinde kıvılcımlanırdı.
şiirinin bükülmesin diye beli
kendi belini verdi şiire..
her dalgınlaştığında anlardım şiire çıraklık ederdi
yüreği nasır bağlardı..
öyle bir adamdı..
dirseğini boşluğun yüreğine yaslardı ve
işaret parmağı at gibi şaha kalkardı küfürde
allah’ına dinine gider yapardı ya
o küfür gülleri bile dilinin çöplüğünü temizlerdi
küfrün ardından gök gürlemesi gülerdi ki
dişleri şimşeklenirdi
yüzü açılırdı gökyüzünce..
en güzeli ise içerken çok konuşurdu
her kesi anlama engelli sarhoş sayardı
adami şiire, şiiri adama soyundururdu..
bide yüreği kirlenenleri bildikçe kahrolurdu..
ahmet can şiirde kısa kolluydu
o nedenle kışın okunurdu yaz değsin diye yüreğe
içimizde üşüyen kış mevsimine
yalanı anlından vururdu
yanlış dostluklardan yorulurdu
şiirini alır dağ başına yollanırdı
yüreğini dize dize dağlara soyunurdu..
Kayıt Tarihi : 22.11.2019 22:14:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!