Bak, ellerime yüreğim oturuyor
Gurbet gibi
Hüzünlü, boynu bükük, yapayalnız
Bir tutam toprak at
Bir menekşe dik
Bir karanfil
Akşamsefası olsun sonra
Sonra dinsin bu sızı
Durulsun fırtınalarım
Umut olsun sonra
Gökyüzü gibi mavi
Gök kuşağı gibi alaca
Cennetten kaçtım dün, cezalıyım
Sana gelmek için alümina’ları çaldım
Göze aldım cehennemleri
Geldim, al elimdekileri
Kokla, çek içine
Alüminayım, kendimi çaldım
Kovuldum cennetten
Ah…be sırça sarayım
Ah..be yüreğimin sıratı
Kıldan ince tutunduğum umut
Kayıyor ayaklarım yer çekimi hızıyla
Ne zaman yola çıksam
Tanrılar çekildi yolumdan
Gökyüzü yarıldı
Yeryüzü cehenneme döndü
Ah… be yüreğimin sırat köprüsü
Al şu cennet’ten çaldıklarımı
Sana bahar getirdim
Uzun yorgun bir yolculuktan sonra
Geçtim yüreğimin sırat’ını
Kovuldum cennetten
Hepsi bir Adem yüzünden
18/05/06
Güler ataş
Kayıt Tarihi : 19.5.2006 02:12:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bir dağbaşı yalnızlığı yaşıyorum yeniden.,
Dağbaşı yalnızlığı ölümden beter.
Hiç kimse aramasa sormasa beni
Sen gelsen yeter...
Duymasa da hiç kimse şâir gönlümün,
Sende karar kıldığını...
Ve içimin şerha şerha yarıldığını,
Sen bilsen yeter...
Bir gün duysan bittiğimi, tükendiğimi...
Çıkıp gelsen uzaklardan korkulu ürkek...
Bir incecik dal gibi üzerime titreyerek,
Eğilsen yeter...
—Yavuz Bülent Bakiler—
TÜM YORUMLAR (2)