1998 de Bingöl Solhan da doğdu,
Lise yıllarında şiir yazmaya başladı ,
Kendisi mühendis olan şairimiz hala yazıyor...
Vedalar; yıkılan kerpicler arasında kalan çiçekler gibi,
Tezgahta son ilmek ile bitti halı
Kanatlarını açmış tekneyi terketmiş martı ,
Sigara bitmiş izmarit ezildi topuğuyla,
Bitmektedir kısılan sesiyle konser.
Göğsümü ıslatan ılık bir yağmur damlıyor saçaklarından ,
Göğsüm bir ince kitap gibi kırışıyor bugünlerde
Karbonmonoksit çiçekleri açıyor beklenen duraklarda,
Dünden kalma ne kadar hadiseler varsa eskiyor
Cesetlerin üzerine serilen gazetelere,
Aklım toy bir gelin oluyor seni anımsatanlar karşında,
Billboardlarda satın alınan gülüşleri yontan kapitalizm,
Ben heybesinde hiçlik taşıyan bir abdalım
Ruhsatlı sözlerimle biraz gotik hikayelerimle
İntibahlar devşiren nasip ıslatıyorum acizane
Mataramda bir peri kızının nefesini saklıyorum
Eskilerin menkıbelerinden,yenilerin rönesanslarina
Güneşin ilmek attığı noktadan gözelerinin beyazına
Bu egzotik salyalarıyla havlayan yıldızsız gecede
Baş döndüren yazgısını taşıyorsun matilda
Kaybetmeyi bulmayı ummayan köhne yüreğin
Esir şehrin gözyaşları arasında eşlik edecek,
Matilda! dudakların susma orucunu bozacak
Kelimelere çok sıcak ,
Yargılar kötürüm sebeplerde seni kör gözlerim
Kirli bir camdan bakarken gökten çamur yağar
Bir viyadükten aşağı umudunu düşürenler bakar
Yiğitlik, yaman sevdalar, sadece Yeşilçamda yaşar .
Gergef bir Zühalde yaşadığını söyledi ebabil dudağı
Kaniksamadan yaşayacağımız nesnel makalelerde eşi yok.
Biraz mürekkep, ruh emen bolca yalnızlık
Şiirlerini askıya almış bilindik ritüelleri azar
Sonra gözleriyle semirir karanlığı
Düşerken son damlası bardağa ayılır aylak
Sırtını yamadığı eski kahverengi ceket
Bileği paslı negatif düğümlü keten gömlek
Ben Elif lam ve mim'in kabzasına tutunmuş bir asiyim,
Efkarıma rahnelenen nice karmaşık senaryolar kafamda,
Elleri duaya aç şefkatten mahrum biriyim,
Rahmet katreleri takattur etsin bu akşamda.
Ellerimde çaresiz bağnazlık prangalarıylayım
Sonra dalgalar çekilir, kapılar çarpılırken
Islak bir matemi çağırır geride kalan gölgeler
Çarpışırken yorgun bir emekçi yüzüyle kalakalır
Durulan her suya bakarken
Vicdan açtır şüphesiz her zaman pişmanlığa
İhmaller sendeleyen ihtimalleri kusar rahminden..
Birkaç makam frekansında hiçliğimi besledim
Bir gassalın parmaklarında ürperti ödünç alarak.
Boşluk bereketlenip yutarak vahşice tüm sesleri,
Törpüleyerek kendini infazını yapar yalnızlık
Kasvet sancılarıyla ah zikirlerini tazeler nefesim
Kendi gölgesine refakat eden birkaç adım silsilesiyle
Avuçlarım kan torbası gibi sıcak ve kızıl
Sisli İngilterenin sökük fermuarını dikiyor dadılar
Aşüfte yollarında sakız çiğneyip, canavarca saldıranlar,
Umudu vatanında vurup hasreti payına ceza düştüler,
Hahamların o derin duruş ve el bağlamalarıyla..
Gestapolar ruhumuza sızmış Lara görüyorum
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!