Sözsüz düşünceye düşülen not
Ilk olmanın ağrısı akılda bulut
Adem benim de ben kimim asıl
Çağın kundakçısı? harf düzeni fasıl fasıl
Şehirler artık küçücük akılda bir katre
Yürürken sessizce yokluğa
Ufukta süzülen narin rüzgar
Yalayıp yüzünü ana şefkatinde
Umudu sözlere döktüğünde
Kaybolursun
Bizler nereye böyle nereye kadar
Diller kalplerin önünde yalan yalar
Herkes birbirine sadece söz satar
İnandırmak için birde yalan atar.
Saf kul kendisi yapar kendisi kanar.
Göz görmez ufuktan sonrasını,
Aklın çeperlerinde dolanıp duran,
İnce duyguların cömertliğinde,
Kurulan düştür uzak diyarların hayali
Misafir olursun ev sahibi iken
Kimlik saklı belki bir hecede
İlahi düşler karanlık yazılan tümcede
Bir akıl var yitik gecede
Aklına dayanmış sözsüz hecede
Akılda bir bağ dostun dilinde
Sarmaş dolaş bulutların altında
Beyhude şimşeklerle tutuşan
Gece
Geleceğin cinnetinde
Cinayete bürünmüş ufuklara
Sessizliğin sisi kaplarken geceyi
Soğuğu daha az acı verir zamanın
Kim bilir kaçıncı kez yuvarlanan an
Bir kez daha acıtarak, düşer
Akılla kalbin kesiştiği köprüye
Fırtınalar bir çift bakışın ürperten soğukluğunda
Dolaşırken suzinak makamında
Hüzün aşırıverir yalnızlıkları
Bir cesedin soğukluğunda bulursun kendini
Ne yaşadın nasıl öldün bilmezsin
Sırtında kendinden bir kambur
Ufka bakanlar, sırlı camların maverasında
Bildik dalkavuk kelimelere hapsolduğunda
Yolların dilinde hep aynı yaygaracı düşler
Cazibeleriyle ufuk yolcusunu büyüler
Hangisi mısra-ı evvel bilinmez
Sessizlik salınırken inceden perde perde
Hayaller kıvrım kıvrım burulur
Can hüzün uykusunu solurken
Ruhun saçaklarından düşerken
Sözler
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!