Zaman sözlerin hükümde kaybolurken
Serseri düşünceler rüzgarla savrulurken
Hissiz adımların saat kadranındaki raksı
Dönüşürken sessizliğin hüzne varan aşkına
Yol uzar
Ufukta köpürdeyip kuduran
Korkularda yok olup, korkmayan
Yağmurlarda damla damla kaybolan
Ben miyim, kanımla, canımla an be an
Ruhumun mazgallarından akan uyku
Nakkaş resmediyorken an’ı
Depremlerle sarsılan düşünceler
Boz bulanık hayallere boğulur
An’ın bedduası yakalar zamana fal tutanları
Zaman dürüldüğünde
Zamanın salyasıyla avunan,
Işığını kaybetmiş güneş
Hapsolunca varlığının boşluğuna
Sesler yükseldi,
Tılsımları üzerinde kaydıran
Kendi kibrin de varolan kaldırımlardan…
Sessizliğe bir yol çiz
Rotası hiç söylenmemiş olsun
Öyle bir kaybol ki! …
Pusulular ve yıldızlar hep seni bulsun.
Sadece ol ki
Olmamış olamamışlarda sende hayat bulsun.
Ay ışığında süzülüp kaybolurken karanlık gölgeler
İbrişimlerle asılır gökyüzünü sıra sıra geçenler
Can haraptır, ayaklara kurbanken,
Yolcunun yolunda.
Yol nedir?
Aklımın çeperlerine çarpıp duran hayal
Geceyi bende kuşatan ben de ki hamal
Yolları bulutların üzerine yapan usta
Beni öldür kalanda kul olsun yoluna
Sönük, mahrem rengi düşlerdi kaybolan
Yastayım, bir yaşam ki ölümüne doğan
Her şekil bir büyü, her anlam doğmadan ölü
Sen bilge de, ben bilmem hangi cahil in dölü
Hiç doğmamış gecelerin imkansız sabahlarına
Düşüşen birer çiğ tanesi gibi yapışmakta ayaklarıma
Umut serserisi yolların eskimeyen bekçileri
Düşler aleminin karabatakları kaldırımlar…
Sabahların ayazına karışan göz yaşlarının son durağı,
HALİN ADINI SEN KOY
Ruh yoksunsa özden akıl ne anlar sözden
Kişi ki bilir kendini hem özünden hem sözünden
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!