Saygısız; Yunusa söz atmış demek,
Dili şer Fazıla bir bir sormalı.
Kediye yarar ciğere pis demek,
Karnı çor Fazıla leşi vermeli.
Sevginin kaynağı Yunustan akar,
İnsanlık Mektebi O; ışık yakar,
Ekşimiş mide pis kusar,kin bakar,
Gönlü dar Fazıl Say irşat görmeli.
Hak yolunda dümdüz koşandır Yunus,
Şu aleme pirdir, nişandır Yunus,
Sevgi ile dolup taşandır Yunus,
Gönlü kir Fazıla sevgi dermeli.
Bulunmaz incidir paha biçilmez,
Olgun bir bilgedir ondan geçilmez,
Sevgisiz bahçede çiçek açılmaz,
Gözü kör Fazılı tel tel örmeli.
Cahil elinde altın pul olmaz ki,
Gül dalına karga konsa solmaz ki,
Yunus bir kitaptır; kıymet bilmez ki,
Beyni tor Fazılı dersle yormalı.
Der DOĞANİ ak et temizle tozu,
Telaffuz edemez eğriyi düzü,
Mayası bozulmuş kızarmaz yüzü,
Yüzü mor Fazılı burdan sürmeli.
13.10.2008
İsmail DoğanKayıt Tarihi : 14.10.2008 17:03:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Piyanist Fazıl Say, duru bir Türkçeyle yazdığı şiirleri halk arasında yedi asırdır okunan ünlü Türk şairi Yunus Emre'nin dilini anlamadığını söyledi. Frankfurt Kitap Fuarı'nda 15 Ekim 2008 günü vereceği Nazım Hikmet Oratoryosu'nun iptal edilip yerine Yunus Emre Oratoryosu'nun konulmasına kızan Say, ilginç bir tavır sergiledi. Yaklaşık 700 yıldan beri dizeleri dilden dile dolaşan 'halk şairi'ni eleştiren Say, Yunus Emre'nin bugünkü nesillerce anlaşılmayan yabancı bir dil kullandığını iddia etti. SKY Türk'e konuşan Say, 'Şiirlerinden günümüz gençliği hiçbir şey anlamıyor. Yunus Emre bizler için mühim de, Nazım Hikmet'in Almanya ile bir ilişkisi oldu hep. Büyük bir 20. yüzyıl şairi olarak Almanya'da bilinir.' dedi. Fazıl Say'ın bu davranışı müzik ve edebiyet dünyasının tepkisini çekti. Hem Yunus Emre hem de Nazım Hikmet'in şiirlerini besteleyen müzisyen Ruhi Ayangil, iki şairi mukayese etmenin doğru olmayacağını vurguladı. Ayangil, '13. asırda yaşayan bir şairin diliyle 20. asırda yaşayanı kıyaslamanın mantığı yok. Yunus'a insanlığı kavrayan sevgi boyutunda, hümanizması bakımından yaklaşmak gerekir. Nazım Hikmet'in birçok şiiri de estetik ölçülerde olmayabilir. Yunus bir inanç, iman, hümanizma şairidir. Nazım diyalektik felsefe çerçevesinde insanlığa yönelmiştir.' şeklinde konuştu. Frankfurt Kitap Fuarı müzik organizatörü Görgün Taner de, Nazım Oratoryosu'nun 250 kişiden oluştuğunu, Say'ın kadroyu azaltmayı kabul etmediği için konseri iptal ettiğini açıkladı. Bu şiir; Antalya Güllük Grubunda yapılan; YUNUS EMRE'YE DİL UZATTI (ATIŞMA) sına katılım ile yazılmıştır. Bu olumsuz konumu çok sevdiğim dünyaca ünlü piyanist Fazıl Say'a yakıştıramadım...
İnsanlık Mektebi O; ışık yakar,
Ekşimiş mide pis kusar,kin bakar,
Gönlü dar Fazıl Say irşat görmeli.
Diline saglık
İsmail Bey,
Siz yedi yüz yıl önce kullanılan dilin bugünkü dil olduğunu söyleyebilir misiniz. Benim amacım Fazıl Say'ı övmek değil. Elbette ki Yunus'un şiirlerinin şimdi bizim konuştuğumuz dile tıpa tıp benzediğini söyleyemeyiz. Çünkü diller mevsimler gibidir. ilk durumda çiçeklenirler, sonra olgunlaşıp meyveye dururlar, zamanı gelir sararıp düşerler ve bir zaman gelir kış vurur dallarına ölür giderler. Yediyüz yılda bir çok sözcük ölüp gitti. Sözcükler ölür yaşayan sevdadır. Bu ülkenin güzel değerlerini biz önemseyelim. Yunus yedi yüz yıldır dimdik ayakta.Ama Yunus'u sevmemiz bir diğerini kötülememizi gerektirmez. Bence Yunus'u seven Yunus'un ilkeleri doğrultusunda onu yüceltmeli. Elbette taşlama tarzında bir şiir yazmışsınız. Bence öyküsüne gerekte yoktu. Zaten herşey söylenmiş şiirinizde. Birde açıklamalı halk müziğine gerek yoktu. Şiirin bir de büyüsü kalsaydı daha iyi olmaz mıydı ?
'Yunus bizim öz varımız.
Gönüldeki has yarımız.
Sevgisizliktir zarımız.
Sevgiyi kalbe sürmeli.
TÜM YORUMLAR (14)