Yüksel Önaçan Şiirleri - Şair Yüksel Önaçan

Kadınlarım da şaşırdı
Ben de…

İlki başörtülü
Namazında niyazında
Kışın o ayazında kuyudan su taşırdı

Bakmayın gülümsediğime;
Meşhur fötrüyle yıllarca başbakanlık yapmış, askerin idareyi ele almasıyla tutuklanmış, partisi kapatılmış, yasağı kalkınca tekrar siyasete atılmış ve halkın reisi bile olmuş.
Kendisinin çeşitli yönleriyle tanıtımı yapılan bir kitap, partisi tarafından isteyene posta ile gönderiliyor. Yanına da bir kitapçık eklenmiş.
Kitapçıkta Anayasamıza ve Anadolu Aile Yapısı'na ters düşecek o kadar çok cümle var ki; altlarını kırmızı kalemle çiziyorum cümlelerin ve Sayın Başbakana bir notla gönderiyorum:
'- Teşkilatınız tarafından dağıtılan bu kitaptan haberiniz var mı? '
Kendi imzalarıyla bir mektup alıyorum; kitabı bana maletmişler ve başarımın devamını diliyor. Altında da imzası.…

'Şefkat arayan gözlerinle sen bende bir sultansın,
Gel, tut ellerimi, silinsin acıların, düşmanların utansın,
Alında yazılı olanlar, hep yaşanan acılar değildir,
Sen, kıymet bilen tarafından, derlenecek bostansın...'

duymadım bu sazın ritmini hiçbir yerde
beni gece çamının serinliğine
bir palmiyenin sıcaklığına götürüyor
kuru bir yürek gibi çakıllar
sessizce çöreklenmişler
bir vadinin derinliğine

bayırları bağ yeşili bir yerdi doğduğum
Emirdağları’nın dizlerinde uyuyan çocuk,
Orta Anadolu’ya otağ kurmuş,
bir Adaçalı,
yaylası bol bir yurt…

DOĞUŞ

Sen, i-netten gelen sevgili,
Şarkılarda ararım, bulamam seni,
Demek ki bestelere sığmıyorsun,

3283736 - Yeni 06.05.2008 09:30:00
Aktif Yap | Pasif Yap | Bu Görüşü Sil


Şiir: 783297 - Yavukluma (Havas Olduğuma) Mekdup-0
Yazan: buruk aci

Gelecek günlerde sadece takvim yapraklarının değil;
- Atatürkçü geçinip yabancı ideolojilerin yayın ve destekleyicisi olanların,
- Din kisvesi altında her türlü rand sağlayanların,
- 'Çağdaş' olma adına toplumun örf ve adetlerini hiçe sayarak bir toplumda çatışmalara sebep olanların,
- 'Ergenekon' adı altında, baskı altında kalan iktidar olma, hükmetme hobisini vatandaşın millî duygularını istismar ederek gerçekleştirmeye çalışmış olanların,
- Siyasî partilerin devlet adamı olma yeteneğinden yoksun liderinin peşinden körükörüne gidenlerin ve kendileri gibi düşünmeyenlere yaşama hakkı tanımayanların,

Sevda Türküsü

Yüksel Önaçan'a

Hasretin icime düstü
seni özledim

“YALNIZIZ” başlıklı yazınız beni çok etkiledi.” diye başlıyor, okurum mektubuna ve devam ediyor:

“.... Kırsal kesimden gelmedim. Hep kalabalık şehirlerde yaşadım. Çevrem dar denilemez. Maddi bir sorunum da yok. Kırk yaşı aştım, elliye dayandım. Bu zamana kadar çok geniş ilgi alanlarım oldu. Ama hiçbir alana saplanıp kalmadım. Şimdi de okumaktan başka saplantım yok. Bazen bu saplantıma da kendi kendime kızıyorum. “-Oku oku, ne olacak. Dünyada hep okumak için mi geldim” diye. Ama kitapların dışında bir şeye sarıldığımda, eninde-sonunda hüsrana uğruyorum.

Bir arkadaş... Bir kitap kadar ömrü olmuyor maalesef. Ben arkadaşlığı çocukluğumdaki gibi sanıyordum. İşim icabı çok gezdiğimden, yıllardır uzun süreli bir arkadaşlık kuramamış, arkadaşlık ettiğim yıllar lisede noktalanmıştı. O tatlı anıları şimdi uzatmak istedim ama, arkadaşlık kavramı, dostluk kavramı kişilerde farklılık kazanmış. Cömert davransan enayi, tutumlu davransan cimri olarak arkandan konuşuluyor. Değerlendirme hep maddeye göre yapılıyor. Kafa ve kalbini tatmin etmek için bir çift kelebek gibi ele uzanıyorsun; o elin tekini tuttuğunda diğeri cüzdanına uzanıyor. Dostluk, aşk... Hüsran...