Yaradan “ol” der iken her zerreye her cana,
Güzelliğe şahika “gül” demiş sanki sana.
Her sokağın, her cadden ruhumdan bir katredir,
Bilmem ki beni sana meftun eden his nedir?
Cânan cana can iken, cana canı ne gerek?
Can cânansız kalırsa canından olsa gerek.
Sensiz, bir zindan gibi yaşadığım bu şehir,
Aldığım nefes ateş, içtiğim suyu zehir.
Gözlerinin zehrini tattım yine bu akşam,
En ayyaş nârâları dillendirdi yüreğim.
Hayalini mezeme kattım yine bu akşam,
Ayrılık ateşini küllendirdi yüreğim
Kadehim hiç durmadan boşalıp da dolarken,
Âşinalar çekilir ömrümden azar azar,
“Bütün kuşlar vefâsız, mevsim artık sonbahar”
Firakı düşündükçe gözümden yaşlar akar
“Bütün kuşlar vefâsız, mevsim artık sonbahar”
Ne bir selam edecek ne de haber gelecek
Bir hazan yağmuru yağarken sessiz
Âvâre bir âşık ağlar gizlice
Hâlinden belli ki yalnız, kimsesiz
Gözünün pınarı çağlar gizlice
Sevdası gönlüne ağır dert olmuş
Bulutların gözünden sağnak sağnak yaş çağlar,
İhtimal ki sevgilim melekler bana ağlar…
Bu harami sevdayı yaşatsam da kalbimde,
Unutmayacak kadar sevmedim seni gülüm
Gönderdiğin son mektup dursa bile cebimde,
Yırtamayacak kadar sevmedim seni gülüm.
Gözlerine bakınca buğulansa da gözüm,
Açma gözün sevgili, mah görüp utanmasın
Bülbül derde gark olup seni gonca sanmasın
Kirpiklerin açma ki görünmesin gözlerin,
Pervane meftun olup aşkın ile yanmasın
Salınıp gezme aman bağ-u bostan içinde
Endamını boyunu selviler kıskanmasın.
Açmasın karanfiller, güller kokusuz kalsın,
Rahmet yüzü görmesin, lâlezar susuz kalsın
Madem bırakıp gittin karanlıklara beni,
Ne gün görsün gözlerim ne de korkusuz kalsın.
Ömrümün ilkbaharı hazanda kılsın karar,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!