Mandolin sesi inceliğindeyken gece,
Saat ağrıyı dört geçe,
Doktor Mazhar Amca çıksa gelse;
Kar taneleri ve kestane kokusu salarken,
Damarıma kadife elleriyle,
Koltuğumun altından sımsıkı,
İlgi ısmarlasam ona
Otuz dokuz buçuk derece.
Saat ağrıyı dört geçe,
Düşe giriş ılıklığı ile geçiversem uykuya;
Çıksa gelse sallanan atım vitrininden,
Yürü desem atım, geçir beni;
Yüksek yüksek tepelere kurulan evlerden.
Mandolin sesi inceliğindeyken gece,
Kına sürse ayaklarıma ihtiyar heyetlerim,
Leylekler seni getirse uzak diyarlardan,
Kıvansak hep; sen, ben, o, biz, siz, onlar,
Ayaklansa geceye zamirlerim.
Hep galip gelse savaşlarımda,
Ah o benim minik kurşun askerlerim.
Üşüyorken ben yüksek ateşten,
Saat ağrıyı dört geçe,
Sallanan atım yaksa kendini, ısıtsa beni,
Sen, ben, o, biz, siz, onlar
Ve Doktor Mazhar…
Ve hastalanmadan bir topaç bile
Aldıramayan diğer çocuklar,
Perdelerini çekse,
Yarım bırakılmışların rengini
Kimse görmese.
Kayıt Tarihi : 9.3.2019 14:11:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!