Koltuğunda, masa başında kalakalmıştı öylece...
İki kez vuruldu kapısı. İçeri girenin sorusu “bilmiyorum” şeklinde cevaplandı. İçeriye girenin kim ve sorusunun ne olduğunun hiç mi hiç önemi yoktu. Cevap hazırdı; “bilmiyorum”. Bu girdapta bütün soruların tek bir cevabı vardı zaten: “Bilmiyorum”.
Yürümüştü... Dağ bayır demeden, cadde sokak bilmeden yürümüştü... Dünyaya yeniden gelmeye çalışmanın, yeniden hayatın rahminde cenin olmanın bedelini öder gibi adımlamıştı, adımlanacak bütün yerleri... Bütün yıldızları adımlamıştı ve bütün bulutları, güneşi ve ayı... adım/lamıştı...
Böylece...
Her birini adımladı... Her birini adamladı... Her adamı adımladı... Adım? dedi, adam dedi, adamı adımladı... (Hah işte hepsi bu; bir arpa boyu...)
Ben bu gurbet ile düştüm düşeli,
Her gün biraz daha süzülmekteyim.
Her gece, içinde mermer döşeli,
Bir soğuk yatakta büzülmekteyim.
Böylece bir lâhza kaldığım zaman,
Geceyi koynuma aldığım zaman,
Devamını Oku
Her gün biraz daha süzülmekteyim.
Her gece, içinde mermer döşeli,
Bir soğuk yatakta büzülmekteyim.
Böylece bir lâhza kaldığım zaman,
Geceyi koynuma aldığım zaman,




Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta