Sen yoruldun ömrüm,
yoruldun,
yaşından yorgun yaşından telaşlısın,
özlemli bir edayla boşaldın yüreğimden,
ve yoruldun,
çok yoruldun geçerken..
her telaşta bir anı kalemimi kırarken,
anlattığın mum hikayeleri hâlâ senli,
o halde, aşkın ateş,
muhatabının da kağıt olduğunu hatırla,
ama; geçme sevmekten,
istemem kağıtlarını da yakma, üzülürsün sen..
Senin bir zaafın vardı ömrüm,
hep kaybederdin dünü ağlardın sonra,
Şimdi hoşçakal ki,
sana senin tesellilerini getiriyorum,
yağmur kokan tozlarla,
Yorulduğunu hissettirmeyecek kadar taze,
toprak kadar güzel,
Ve şimdi üzülen kelimelerin avuçlarına tebessüm doldur,
ve imkanın varken hoşçakal,
vakit duman,
az sonra dağılınca çöl gelmeleri,
kaybedince burkulacağın bir gün başlayacak
hadi gidelim ki,
sen yine hoşçakal..
hoşçakal ömrüm..
Kayıt Tarihi : 11.5.2016 00:19:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!