Morun o gizemli efsununa dökülür mevsimler
İçinde eski zamana âşık hercai menekşeler
Üşüşür ellerimize ayaz ardına devrilir günler
Mevsimlerin koynunda yorgundur bir kadın
O madımak hıçkırıkların rahlesine koyar alnını
Sevgiyle okşar yaşlı yüreğini, biraz asi, biraz haylaz
Yaşamın o azgın sularında bir yapraktır sonumuz
Hüzünlü yüreğimizden her gece kayar nice yıldız
Kocaman nehirler sokulur şarapnel yüreğimize
Ruhumuzun derin çizgilerinde iklimler hep aşk
Nikâh kıyarız madımak yangınlarda baharlarla
Izdırap kül olur bakışlarımızda, sessizce ağlarız
Ruhumda asil bir sağanak ömür, dudağımda is
Yorgun tenimde çürük iniltiler, üşüdüm içimde
Gözyaşımı alıp götürüyor rüzgâr, gönlüm titrek
Ölümler var kapıda, kehaneti oynuyor çocuklar
Hangi köpüklü denizden içirdin sevda suyumu!
Hazzına aşk dediğin bir bekleyişi reva görerek!
Dalgayla sevişen kayaların doruğunda bekle beni
Vuslat yok demiştin gözlerin gönlümü tutuşturunca
Çatlamış dudağımda üzünçlü güller yetiştirdim yar
Çiyler göl oldu, aşkın koca dalgaları dağları köpürttü
Hangi sığınağa gizlendin o mağrur ve asil yüreğinle!
Bak baharlar yaza durdu, ellerim ellerini özler oldu
Çık gel ırak çöllerden, ruhumdaki mevsim güz oldu
Selahattin YETGİN
Selahattin YetginKayıt Tarihi : 19.5.2015 15:56:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!