şimdi…
hüzünler çürüyor 
gecenin esmer teninde
kuşların bile konmaya korktuğu
sürgün Kentlerde
geçilmez sınırlar, aşılmaz duvarlar
öyle geçit vermez
haritası kayıp buluşmalara...
dağ gibi, taş gibi 
duydum suyun ağıdını, 
taşın iniltisini
gece ay çıkarken  sessiz gökyüzü
kim paylaşacak yalnızlığını
hüzün dumanları gökyüzünde
yere düşüyor  inleyerek
yoksunluk havası 
ölsem bu yüzden ne gam
bütün zemherileri içime hapsettim. 
Yorgun kör yokuşlar,
çıplak ayak izleri
ayın şavkı munzur a vurur incecikten
Vakitsiz bütün vedalar 
Gökte yıldız yok bu gece 
suskun  bir karanlık
Artık Yetmez 
nefesim son bir veda ya..
gel gör ki;
dağlı bulutlar 
asi yağmurlar yağdı üstüme
inanmak belki zor şimdi, 
patikalarında küskün çiçekler büyütüp
şimdi ayrı  düştüğüm
tüm yangınların öyküsünü
bir kıvılcımla tutuşturup, 
bütün izlerini
uçuruma düşmüş bir çığlığa teslim ettim...
Kayıt Tarihi : 5.12.2019 22:42:00
 
 
 
 
 Şiiri Değerlendir
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
 
 



Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!