Ve ben en çok senli gecelerde sayıkladım ismini,
İçimde saklı kalan yalnızlığın yankısı,
Her hatırada seninle yüzleşmeye mecbur kaldım,
Sessiz bir çığlık, içime işleyen, kalbime gömülen bir anı oldu mazi.
Oysaki ben, her adımda senden biraz daha koparken,
Sana varan yolların karanlığında kayboldum.
Yüreğimin ağırlığını bırakarak sana doğru koşarken, yoruldum;
En çok seninle savrulduğumda buldum gerçek yüzümü,
Ve aynalarda paramparça olmuş suretimi aldım avuçlarıma.
Ruhumun derinliklerine sakladım acıyan yanlarımı,
Adını bir merhem gibi sararken tüm yaralarıma,
Her nefeste biraz daha eksildim senden,
Ama en çok sende dindi yorgun dalgalarımın isyanı.
Sende biriken umutlarımın sessiz çığlıkları,
Her veda, her kavuşma,
Bıçak arası günlerin sessiz tanığı oldu, kirpiklerimde titreyen yaşlar.
Ben en çok sende kaybettim kendimi,
Adı aşk olan o kanayan yaram da
Sen, iyileşmesini istemediğim tek yaram oldun,
Geçmişimin bana “unutma” diye haykırdığı her köşe başında.
Her yara bir dersken, ben yaralarımla büyüdüm,
Geçmeyen bir geçmişin kabuk tutmayan sancısıydın sen,
Ve ben, bile isteye kanattım o yarayı,
Hiç geçme, hiç iyileşme dedim;
Çünkü sen, bana aşkın en keskin yüzünü gösterdin,
Ben sadece gittim, adım adım tükendim.
Sana dair her şeyde biraz daha eksildi nefesim,
Ve anladım ki; sen, kapanmayan yaram,
Beni ben yapan en derin sızımdın,
Bir hatıra, bir an, sonsuza mühürlenmiş bir sancı gibi,
Ben o yarada kaybettim her şeyimi,
Sende bitip sende var oldum,
Aşkın en gerçek, en acımasız yüzünde.
08.09.2024 18:41
Kayıt Tarihi : 8.9.2024 18:42:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!