yatağına çakılan çivilerin
yaktığı canında inledi çaresizlik
olağan bir gün bitişi tablosundan
fırladı bitimsiz yorgunluk
rastık sürsen de gecenin gözlerine
belli olmaz çizgi…gece kara
gidişlerin ardında bıraktığı tükenişlerden
haberi olmaz
gömülesi yalnızlıktan yorgun düşer…tin
uykuya varan mücadelenin sırtına saplanır hançer
usuna gerilen kimsesizliğin sızısında gezinir düş
nankör bir ihanet sonrası
sessizlik kaynar damarımda
nefretin bulantısıyla
dağılır payıma düşen serserilik
asi bir direnişçinin son sözleri
vurulur tam ortasından
kandırmaca makamında çalınır melodi
şanına yaraşır bir oyun oynar kahpelik
akasya kokulu saklambaçlarda
kaybolur kahraman…görünmez
maviden mora dönen yılmazlık
süklüm püklüm itilir mahzene
limana demirlenmiş son geminin batışında
ağıdını döker titreyen dudaklar
ressam tablosuna daha son rengi vurmadı
ırmaklardan çağlamadı daha cesaret
ne zaman yenildi şair şiirine
şölenlerle yolcu edilen gün sonrası
ölüm sessizliği yüklendi yüreğe
vaat edilen her güzel söz
yitti yine sessizliğin pençesinde
ardına saklandı yaşam gecenin
lümpen bir iç çekiş bırakıldı semaya
son alevleri şimdi yangınların
üşengeç bir ilerleyişte yaşam ağır aksak
saatler ıssızlığı bekledi…son vuruş
içine düştü yorgunluğun şövalye/akşam indi/şiir bitti
20.06.2006
Atilla GülerKayıt Tarihi : 20.6.2006 18:28:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!