Yürüyorum...
Yüzüm,yarısını denize teslim etmiş taşlara dönük…
Parmaklarımın arasından süzülüyor deniz.
Üşüyorum,
Tarih 2000 ya da 1900
Yok yok belki de
Çok yeni
Yok yok belki de
Eski, çok eski...
Kırıvermişim belleğimin takvimini.
Hem zamanın bir önemi yok.
Tarih, işte o gün…
Beraber yürüdüğümüz o gün.
Fırtınalı denizin koyuluğunda hafiflediğimiz,
Sahipsizliklerimizi, bir birimize teslim ettiğimiz gün…
Sahipsizliklerimizi, denizin üstünde kaydırdığımız gün…
Deniz bir eksiyle tekerrür ediyor
Geçmiş bir bölmeyle tekerrür ediyor.
Yürüyorum...
Parmaklarımın en üşüyen noktasından
Akıp gidiyor deniz…
Hindistana göç edecekken
Kendini denize paralel bulmuş bir çakır
Şaşkınlıkla bakıyor iki mavilik arasına
Isimleri değiştirerek tekerrür ediyor tarih
Halbuki biliyor
Hem de çok iyi..
Fırtınayı sevmezler çakırlar.
Korunmak uğruna soğuk, deli sulardan
Ormanlarda yaşarlar.
Ama işte, çakır buluveriyor kendini,
Hindistanın kapalı ormanı yerine,
Istanbulun açık denizinde.
Yürüyorum…
Tarihin suları süzülüp gozlerimden,
Saros körfezinde, sana karışıyor.
Yüreğimize düğümler atan
Aynı sözcüklermiydi,
O kitapta, aynı cümlelerin altını mı çizmiştik
Bunları düşünüyorum….
Yürüyorum…
Yutkunuyorum…
Yutkunuşum süzülüyor denizin arasına,
Sarosun asimetrik derinliğinde sıkışıp kalıyor…
Göğsümün sürgülü kapılarından,
Sürüler halinde serçeler havalanıyor.
Bir tanesinin kanadı kırılıyor.
Döndüyor,
Döndüyor,
Hızla düşüveriyor,
Pusulasız çakır, kurtaramıyor serçeyi.
Bir kuş, başka bir kuşu kurtaramaz ki zaten!
Hem çakır ne bilir denizi!
Ne bilir fırtınada kahramanlığı!
Sadece ürkek bakıyor…
Serçe düşüyor;
Sertçe düşüyor.
Sesi dağılıyor;
Dağılıyor, yüzüme değen kanatları gibi.
Sabahattin Alinin vurulduğu geliyor aklıma.
Çıkarıyorum giysilerimi,
Üsküdarın sahil taşlarına.
Sabahattin Ali'yi vurmuşlar diye bağırıyorum.
Güneşe bakıyorum.
Doğacak daha iyi gökyüzün yok mu diye.
Denize bakıyorum sonra, denize…
Hepinizin bildiği denize…
Sabahattin Ali'yi vurdular diyorum.
Bir yürek ki;
Bulmuştum yüreğimi
Bir kader ki;
Kardeşiminkiyle aynı.
Vurdular kardeşimi
Vurdular Sabahattin Ali'yi….
Bayağı çakır oluyorum anne!
Erkenden kanatları kırılmış serçeler için,
Vurulmuş bütün kelebekler için,
Kurşun oluyorum anne!
Düşüyor...
Düşüyor…
Deliyorum denizi!
Kalbimin en kırık boşluğundan süzülüp geçiyor deniz.
Kayıt Tarihi : 5.4.2015 21:46:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Erkenden kanatları kırılmış serçeler için,
Vurulmuş bütün kelebekler için,
Kurşun oluyorum anne!
Düşüyor...
Düşüyor…
Deliyorum denizi!
Kalbimin en kırık boşluğundan süzülüp geçiyor deniz.''
Sözün bittiği yer... Daim olsun kaleminiz... Saygılar... Soyalar...
Şiirin güzelliğindeki kalemin ustalığını kutluyorum
tüm yüreğimle ve tam puanımla
Tebrikler güzel şiir anlatımı
şiir akışı vede okunuşu
okyucusunu yormayan
oldukca etkileyici bir paylaşım olmuş
başarılarıyın devamını dilerim
TÜM YORUMLAR (5)