Ne yapmayı özlüyorum biliyormusun üstad? ..
Uzanmayı şöyle denize parallel,
ıslık çalarken güneşin altında.
Kapatmayı gözlerimi,
korumak için, güneş ışınlarından,
ve kaybolmayı,
kendi yarattığım sonsuzluklarda.
Martılar çığlık çığlığa anlatırken birbirlerine,
yaşamın sadece hayatta kalma kavgası olduğunu,
doldurabilmeyi özledim ciğerlerime,
o güzelim, keskin yosun kokusunu.
Ve dalgalar vururken usulca irili ufaklı taşlara,
anıları ziyaret etmeyi özledim,
o azacık aralık duran kapıdan.
Adım adım yaklaşmayı özledim,
beni bir hayattan, ötekine götürecek olan, vapurun iskelesine.
Yolcu olmayı,
aynı istikamete birileri ile gidip,
başkaları ile dönmeyi,
sonra,
hiçbir istikamete yolculuk etmediğim biriyle sırt sırta oturup,
belkide habersizce aynı kaygıları paylaşıp,
bir parça simitle çay içmeyi özledim.
Ah… üstad, bilsen, ne çok özledim! ..
Ekmek arasına yapılmış balık kokusundaki kalabalığa karışmayı,
birleşmeyi;
bir bütün olmayı kalabalıkta,
ve yalnızlaşmayı;
herkesin kendi yalnızlığında.
Ya da bir ben olmayı;
herkesin kendi kargaşasında.
Kayıt Tarihi : 1.10.2014 21:37:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
ve yalnızlaşmayı;
herkesin kendi yalnızlığında.
Ya da bir ben olmayı;
herkesin kendi kargaşasında.
Özgün ve güzel bir şiir, tebrikler... 10 puan +ant. Esen kalın...
Şiirin genelindeki özlem bana 'basitçe yaşayacaksın işte kardeşim!' dedirtti.
Beğendim.
TÜM YORUMLAR (3)