Sen, evet sen sanma başkasına seslendiğimi. Sana, aşık olduğum adama tüm sözüm. Seni görmediğim zamanlardan beri, hani hiç bilmediğim tatmadığım o günlerden, sözcüklerimin henüz senin için olmadığı karanlıklardan beri tanıyorum.
Görmediğin bir uçurum kenarında ayaklarım
Gözlerim bilmediğim uzaklara bakıyor
Kapatıp sessizce suretimi
Sesleri dinliyorum
Sensiz sanma beni
Ellerinden tutuyorum
Sıcak
Yüzüne dokunuyorum
Traş olmamışsın
Olma
Sen uyurken bilmediğim uzaklarda
Ben
Kimseyi duymuyorum
Ellerim üşüyor
Rüzgar sert, acımasız
Uçurum çağırıyor yanına
Açıyorum suretimi
Sensizliğe yanıyorum
Yanmalara doyamamak
Ve
Çağırsa da bilmediğim ruhlar
Gidememek
Yorgun olmamalıyım
Hala atabilirim
Hala bir adım
Hala...
Susturup kurduğum ve kuracağım tüm cümleleri, seni dinliyorum. Nefes alıp verişlerin, kalp atışlarıma can veriyor. Gözlerin kapalı, kim bilir hangi alemin, hangi bilmediğim alemin tam ortasındasın.
Saçlarına dokunuyorum
Uzamışlar ne zamandır
Ne zamandır değmemiş
Yüzüne mutluluğun baharı
Kapatıyorum suretimi
Ben oluyorum
Daha zor sensizliğe yummak
Ben kolayı seçiyorum...
Taşlar yuvarlanıyor altımdan, uçurum çağırıyor. Duymamalıyım deyip, denizin çığlıklarına karışıyorum. Bir gemi geçiyor, görmüyorum. Görmüyorum demirlerine yaslanmış kadını, içtiği sigaranın dumanını, saçlarının ıslanışını. Denize bakmadığını, bakamadığını. Sevdasını bir direğin tepesine çekip bir bayrak gibi, dalgalanışını seyrettiğini, görmüyorum, bilmiyorum usulca ağladığını.
Deniz
Saydamlığı ile içine alıyor
Kendimi hissediyorum
Bir bebeğin gülümsemesi doluyor avuçlarıma
Sen oluyorum
Seni bensiz yaşatamayacağım
Biliyorum
Bir balık geçiyor içimden
Şaşırıyorum
Kimsesizliğime dokunuyor
Kimsesizliğime ağlıyor
Bir kolu kopmuş denizyıldızı
Susup izliyorum...
Açıyorum gözlerimi
Göz kapaklarım inatçı
Kamaşıyor bakamıyorum
Yalnız bir ağaç gibi dayadığım sırtımı
O deniz feneri hala diyor
Hala bir adım atma şansın var
Yüzyıllardır buradayım
Senin hala...
Yapamam diyorum olmaz, duymamam gerek deyip, bir martının kanadına takılıyorum. Bir bulut geçiyor önümden, bırakıveriyorum kendimi içine. Yumuşak, sessiz bir düşüş. Sanki hayata, sevdaya, sana tutunuyorum. Yüzüm sesine değiyor, gülümsüyorum. Düşüşüm hızlanıyor, sen gidiyorsun, martım ağlıyor.
Olmayacak böyle
Güneşim saklanıyor
Kapatıyorum bu alemi
Dönüyorum sana
Senin olmadığın zamanlara
Sensiz olduğum
Yanmadığım
Yanamadığım zamanlara
Bir kedinin peşi sıra
Yürüdüğüm taş yollara
Yollar ki sonu hep uçurum
Ve
Buradayım
İşte tam sonunda yolun
Bir adım atma şansım var hala, ya sevdanın yangınına ya da sonsuz düşüşe. Korkuyorum başımı çevirmekten, arkamda birikmiş karanlık ürkütüyor içimdeki çocuğu. Seslerini duyuyorum, biliyorum beni almak için çırpınıyor içine. Aslında siz benim her şeyimsiniz, görüyorum. Ama her şeyime elimi uzatamıyorum.
Uzak yolların
Zalim sevdası
İçim acıyor
Ben duruyorum
Kendimi sessizce bırakıyorum
Huzur deniz de biliyorum...
Sensizliğin ne demek olduğunu şimdi daha iyi anlıyorum. Fark ediyorum ki, sensizlik diye bir şey yok aslında, seni bana katalı kendimi bensiz bırakmışım bu uçurum kenarında. Sen neysen o olmuşum. Yalan demişsin yalan, sevda demişsin sevda, ölüm demişsin ölüm olmuşum köhnemiş yüreklere. Ben sen olalı, benim ölümüm olmuşum az biraz da sen ben olamamışsın yıllar boyunca.
Ayak izlerimi arkada bırakıp ta yürüdüm yolları
Tek başıma belki
Belki hala sevdalı...
Korkularımın yakalarından tutup silkiyorum artık. Artık başımı dimdik tutup, gözlerinin içine baka baka git diyebiliyorum. Ben beni, sana armağan ettim bebeğim, sevdalı yüreğimden yeni bir ben yaratıyorum...
06.04.2004 / 12:08
Çiğdem AğbulakKayıt Tarihi : 7.4.2004 16:25:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yüreğinize sağlık
hep böyle ol
vede şu adımını at gari :)))
Tebrikler
Mim Kemal Ertuğrul
TÜM YORUMLAR (5)