İSTER GÜL İSTER AĞLA
Fevzi Emir Yılmaz
Çekil artık köşene,
Yürek denilen belâm.
Ne aşk kaldı, ne sevda,
Hangi hayale dalam?
Geçti muhabbet çağın,
Ne söz kaldı, ne kelâm…
Görmez misin, hiç kimse
Vermiyor sana selâm.
Arı gibi her çiçekten
Bal alırdın eskiden.
Meyve vermeyen ağacı
Taşladın durdun neden?
Bazen gözün doydu da,
Bazen azdın, kudurdun.
Zannettin ki turnayı
Tam da gözünden vurdun.
Boşa ümitvâr olma,
Kalmadı başka bahar.
Nice sevdalar peşinde
Dolaştın diyar diyar.
Bir gönüle girmeden
Kim olmuş ki bahtiyar?
Göz görür, gönül ister —
Hani gönül? Hani yâr?
Güzel, çirkin fark etmezsin,
Feri kaçmış gözünün.
Bir albenisi kalmamış,
Çizgi çizgi yüzünün.
Farkı yok birbirinden
Baharının, güzünün.
Feryat etsen faydasız,
Yoktur hükmü sözünün.
Bırakmadın kendinde
Zerre kadar insanlık.
Dilinde, hece hece
Zikir olmuş pişmanlık.
Boşa dövünüp durma
"Suç kimde idi diye?"
Sana, kendinden başka
Edecek yok düşmanlık.
Dön bir bak etrafına —
Çevrende neyin kaldı?
Kırık dökük bir yürek,
Duygular rehin kaldı.
Tükettin koca ömrü
Vuslatsız bir aşk için...
Bunun için mi doğdun?
Bu muydu tek amacın?
Emir’im, sözlerini
Gönül bağıyla bağla.
Bir, iki çaput gibi
Sıkıştır bir bavula.
Varsa onmamış yaran,
En kızgın korla dağla.
Geldin yolun sonuna —
İster gül, ister ağla.
Kayıt Tarihi : 20.4.2024 17:46:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!