Yolların Başlangıcı –Yolların Sonu

Adnan Durmaz
490

ŞİİR


9

TAKİPÇİ

Yolların Başlangıcı –Yolların Sonu

Çok büyük bir şatoya doğru yol aldılar, alnacında şu okunuyordu
"Ben kimseye ait değilim ve herkese aitim. Girmeden önce de oradaydınız; çıkarken de hâlâ orada olacaksınız"
Diderot, Yazgıcı Jacques Ve Efendisi

suskunluğun gibi dedi
akşamları suskunluğun gibi kilitlenir o şehirlerin kapıları
içinde neler olup bittiğini
yolcunun çölde bulduğu konuşan kafatasları bilir belki
o zaman adının ne olduğu bilinmeyen kuşlar bilir
çünkü onlar dolaşır serüvencinin dışarıda kaldığı saatlerde
bir yanda çölün derin iniltisi
çöle nazır mazgallardan geceye bakan mecnunlar başta
geceleri uçan halıların geçtiğine inanılır
ve hatta kimi zamanlar bedevi çadırlarının uçtuğuna
kitaba el basıp yemin edenler vardır
bir yanda denizin yumuşak şarkıları
dalgalar karadır bazan ve kara renkli mermerden
denize inen merdivenleri yalar
bazan deniz aktır ve kıyıya
yıldızlar vurur
sabahları çocuklar o yıldızları bulurlar
bilinmeyen baharatların sokaklarında tüttüğü o şehirlerde
çocuklar yıldızlar taşır ceplerinde
bir yanı gül bahçeleridir o şehirlerin
yolun ilerisinde mevsimin sadece bahar olduğunu
ama oraya varmak için haddeden geçmek gerektiğini
rivayet edenler vardır
diğer yanı ormanlarla kaplı dağlardır
orada bazı ağaçların konuştuğunu söyler
köşe başlarında
herkesin inandığı masallar söyleyen anlatıcılar
ay tam üzerinde durur o şehirlerin
şakiler ve korsanlar
aya kadeh vurur gece yarıları
yüksek evlerin pencerelerinde züleyha gergef işler
ve leyla
mumla hasbıhal eder sabaha yakın zamanlarda
güller bilinmedik kokularını sunarken
tülek simurg kuşları duyulmadık seslerle
ateşdil şarkılar söyler
başkadır aşık için o şehirler
başkadır meczup için
başkadır aslı için ki o
yanmayı yol bellemiştir kendine
başkadır söyleyen için o şehirler
dinleyen için başka
hasretli için başkadır
peri kızları ve çobanlar
başka türküler dokumuştur o şehrin gergefinde
hep orada buluşur bu yüzden başka başka yönlere
kendi düşünü aramaya giden yolcular
kimi ormanlara vurur ve sarp dağlara
kimi denizlere gider gür dalgalara
çöllere yürür kervanlar yükleri gizem
ve gül bahçelerinden başlayan yollara
gözleri yumulu düşer kimi de

o şehirdendik hepimiz
başka yollara düştük bir beden
gayri başkadır çöldeki ben
dalgaların sinesinde savrulan benden
yolların başlangıcıydı biz oradan ayrılırken
akşamına baharat sinmiş o şehir
ve dört yönden
oraya ulaştığımız zaman
yolların sonuydu billah
ta ki suskunluğumuzu
hiçbir sözün anlatamayacağını
anladığımız zamana dek

ve yollara düştük yeniden
hiç gitmediğimiz şehirlerden
ve hiç ayrılmadığımız
hep orada yaşadığımız
gittik
aslında hiç gitmediğimizi bilmeden

ben o ben değilim dedi gözünün dış kıyısındaki
bir damla ışığı parmaklarının arasına alıp
hani sen gelmeden önceki
sen geldin
bana bir defa baktın
evrenin bütün sırlarını baktın ki artık
o bakış kadar sen karıştı bana –daha ne olsun
ama al bu bir damla ışık
kaç bin yıl birikerek bekledi seni gönlümün ocağında
ey yolcu
al bu ışığı ve gittiğin karanlıklarda
beni anımsa
ADNAN DURMAZ 2007

Adnan Durmaz
Kayıt Tarihi : 17.2.2015 03:35:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Adnan Durmaz