***Yollara Sordum (Elâ Gözlüm)

İsmail Tıkıroğlu
196

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

***Yollara Sordum (Elâ Gözlüm)

Düşümde gördüğüm elâ gözleri
Uyandım omzunda şallara sordum.
Gözlerim gözüne nazar eyledi
Seni nazar bozan fallara sordum.

Geceler karanlık sabah olmuyor
Bülbül gülü için saçın yolmuyor
Gece inadında günü salmıyor
Seni baykuş konmuş dallara sordum,

Saatler gün oldu günlerim de ay
Aylar yıla döndü, yılları sen say
Varlığın mükafat yokluğunsa zây
Seni sensiz geçen yıllara sordum.

Aynalara baktım yüzünü gördüm
Dalda, sarmaşıkta saçını ördüm
Misk-i amber diye kokunu sürdüm
Seni şu düştüğüm hallara sordum.

Dinmiyor yangınım nereye gitsem
Nehirden,Irmaktan,çaydan mı içsem
Fırat'ı mı aşsam, umman mı geçsem
Seni tutmadığım sallara sordum.

Hayırdır inşallah bir rüya gördüm
Gördüğüm rüyayı hayıra yordum
Uyandım yastıga yüzümü sürdüm
Senim candan saran kollara sordum.

Rüyalarda seni anlattı dilim
Şiire,Mısraya nakşetti elim
Dize nin içine saklattı ilin
Seni dilsiz olan lâllara sordum

Şehirden şehire sorak dediler
Hesap ettim.bura ırak dediler
Bu sevda çekilmez bırak dediler
Seni ayrı koyan yollara sordum.
Bizi. ayrı koyan yollara sordum.

16 /06 / 2009
Soma gece 02.20

embed src='http://www.antoloji.com/siir/media/07/www_antoloji_com_1200707_890.MP3'
Seslendiren: Dursun ELMAS

******************DOST KALEMLERDEN****************

...................Gurbet yüreğimde sevda başımda
...................Gündüz hayalimde gece düşümde
...................Eridim kül oldum aşk ateşinde
...................Kerem'e Ferhat'a Mecnun'a döndüm
...................................................................Mehmet KINDAP /ÖRENKÖYLÜ

...................Bastığın topraklar kutsalım oldu
...................Sen gittin bu beden sarardı soldu
...................Figanımı dağlar kuşlarda duydu
...................Sazımda titreyen tellere sordum
..........................................................gayseri38 Mustafa TAŞKANAT

.....................Dedim son kez görem, o gül yüzünü
.....................Dediler, unuttu gitti sözünü
.....................Biraz önce gülden aldı özünü
.....................Seni..petek petek ballara sordum...
............................................................Aşık Doğani...Dodan YILDIZ

Şu yalan dünyada gönülden bezdim
Her düşten hayalden bir umut sezdim
Nergisi çiğdemi gülleri gezdim
Kovanda peteğe ballara sordum....
...............................................................Osman Öcal

İsmail Tıkıroğlu
Kayıt Tarihi : 16.6.2009 02:54:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Dün gece rüyamda yari gördüm..hasbihal ettim.onu dinledim. sözünde yandım Elâ gözlerine baktım Gözünde yandım. İşte ilk defa o sabah çok mutlu uyandım.....

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Güneri Yıldız
    Güneri Yıldız

    Ağabey'imin kaleminden yine çok güzel ve çok mükemmel bir şiir okumanın hazzını yaşadım.. Tam puanla kutluyorum..... Güneri Yıldız

    Cevap Yaz
  • Seyit Kılıç
    Seyit Kılıç

    Evet üstadım,

    “Her güzelde bir kusur var imiş amma, aşkın gözü kör göremez derler” diye bir şarkı vardı.

    Bu şiirinde bazı kusurları var. Gelelim kusurları teker teker dökmeye. Zaten biz ayıpları açmayı çok severiz. Kusurları kapamayı ise bilmeyiz.:))

    14’lük hece şiirlerinde güçlü kaleminiz koşma konusunda da aslında usta olduğunu belli ediyor. Ancak bazı kelimelerdeki ünlü türemeleri ve harf yutmaları ile bazı bentlerdeki kâfiye kusurlarını bir kenara bırakırsak... Şimdi gelelim şiire ve ilk önce kelimelerden başlayalım:

    Şiirin ilk bendi xaxa ile başlamış. Koşmalara bu kâfiye şeması ile başlanabilir. İkinci bent 2. Mısrada “Bülbül gülü için saçın yolmuyor” dizesinde “saçın” kelimesi tek başına muhataba ikinci şahsa hitap eden bir kelimedir. Tabii burada “saçını” ile 3. Gaib şahsa hitap edilmesi gerektiğini biliyoruz. Buradaki “ı” harfi hece sorunu yüzünden düşürülmüştür. Bu bazı büyük şâirlerimizin yaptığı –bana göre- harf yutma olaylarındandır.

    3. bent 3. Dizedeki “zây” kelimesinin sonundaki “i” harfi de düşmüş. Fakat bazı şivelerde “Zay oldu gitti” gibi son harfi yutularak söylendiğinden dolayı kişiler kelimenin aslının bu olduğunu sanırlar. Aslında burada vermek istediğiniz anlam da zaten: Telef olmak, kaybolmak, heder olmak, elden çıkmak mânâsındadır. O zaman buradaki bu kelime “zayi” olacak. Elan kullanmış olduğunuz kelime sonuna geldiği kelimelere “doğuran” anlamı katan Farsça bir sıfattır. Fitneza/y, nükteza/y vs. gibi.

    4. Bent 4. Mısradaki “hallara” kelimesi de aslında “hallere”dir. Ancak diğer benlerdeki kavuştak olan mısralardaki uyaklar kalın vokallerle olduğu için burada da harflere tasarruf ederek ince vokalleri kalın yapmışsınız.

    6. Bent 2. Mısrada “Gördüğüm rüyayı hayıra yordum” “hayıra kelimesinde yine hece gayretinden ünlü türemesi olmuş “Hayra” olması gerekirken “hay(ı)ra olmuş. Aynı ünlü türemesi “şehire” kelimesinde olmuş. Bu tür kelimeler ek aldıkları zaman aradaki ünlü düşer. Meselâ şehir, şehre; kahır, kahra; zehir, zehre vs. gibi...

    7. dize 2. Mısradaki “Mısraya” kelimesi de imla yönünden yanlış yazılmış. Bu tür kelimeler araya kaynaştırma harfleri olmadan yazılırlar. Çünkü kelimenin aslındaki birinci “a” ayn olup sessizdir. Türkçe de iki sessiz harf yan yana gelmeyeceği için kaynaştırma harfleri burada kullanılmaz. Buna bazı kimseler itiraz edebilirler ancak TDK’ya göre de bu böyledir böyle olması da gerekir. Bunlara örnek verecek olursak. Tevazuya değil tevazua, mevzuya değil mevzua, camiye/camisi değil camie/camii vs. gibi
    Diğerleri klavye hatası olduğu için düzeltirsiniz üstadım.

    Şiirdeki kâfiye hatasına gelince: 2. Bentteki “olmuyor, yolmuyor, doğmuyor” kâfiyesinde “doğmuyor” da sadece mahreç benzerliği ve redif var kâfiye yok. Bu tür kelimelerde kâfiye köklerde aranır. Kelimelerin köklerine indiğimiz zaman “ol-muyor, yol-muyor, doğ-muyor”dur.

    Yine 5. Bentteki 1. Mısra kâfiyesinde hata var Hocam. Yukarıdaki açıklamalar muvacehesinde “git-sem (t harfi ile) iç-sem, geçsem 8ç harfi ile) görüldüğü gibi ilk mısra ile diğer mısralar kâfiyeli değil. Son bent ilk mısrada geçen “şehire sorak” tümcesindeki “sorak” kelimesi de “soralım” olmazı lazım gelir. Ancak burada kelime yerel hâli ile istimal edilmiştir.

    Şiirin muhtevasına gelince tek kelime ile elbette ki harika Hocam.:))

    Cevap Yaz
  • Bilal Karaman
    Bilal Karaman

    güzel bir eser meydana gelmiş ismail hocamı yürekten kutluyorum selamlarımla.

    Cevap Yaz
  • Osman Öcal
    Osman Öcal

    Şu yalan dünyada gönülden bezdim
    Her düşten hayalden bir umut sezdim
    Nergisi çiğdemi gülleri gezdim
    Kovanda peteğe ballara sordum ..........Osman Öcal

    bir dörtlükle katılsak kabul olur her halde ismail bey. selam ve dua ile.

    Cevap Yaz
  • Mehmet Tamer Altıparmak
    Mehmet Tamer Altıparmak

    Canım kardeşim güzel akıcı üslupla yazılan hasrete uzanan şiirini yine zevkle okudum ela gözler böyle yazdırtır.selam ve saygı sunarım .başaıların daim olsun

    Elâ Gözlüm

    Ela Gözlüm
    Gel deyince naz edersin
    Gece gündüz bekletirsin
    Yar değil de el alemsin
    Sanacaklar ela gözlüm

    Çile çektim aşkınızdan
    Ayrı kaldım bağrınızdan
    Azad edin sevdanızdan
    Öleceğim ela gözlüm

    Böyle sevda hiç tatmadım
    Gönlüm açtı doyamadım
    Sensiz inan yaşamadım
    Hasret kaldım ela gözlüm

    M.Tamer ALTIPARMAK

    Mehmet Tamer Altıparmak

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (27)

İsmail Tıkıroğlu