ümitsiz düşler görüyorum sabahsız gecelerde
cümlelerim dilimde yarım kalmış zavallı
ruhum çekilmez dertlerle sükut ederken
ağlamak istiyor gözlerim kahrolmuş günlerine
anlaşılmayan derbeder bedenim keşmekeş duygularla
ne güneşler söndürüyor ufkunda mağrur yüreğimle
hüzün nağmeleri dökülüyor gözyaşlarıma yoldaş
hıçkırıklarım boğazımda düğümlenip kalıyor
yutkunuyorum acıları sensiz geçen zamanlarımda
hasret ekiyorum sabır biçtiğim bahçelerime
yalnızlığı kaderime yükleyerek senden uzakta
bilinmezlere yol alıyorum azade gönlümle
beyaz hayallerle kayboluyorum hatıralarımda
ölümün soğuk nefesi zerrelerime işlerken
canımı acıtan sensizliğin ayazları üşütüyor beni
çırpınışlarım hükümsüz kalıyor kor yangınlarımda
toprak çağırıyor paramparça olmuş ruhumu
vefasızca yaşamak ölümden farklı değil ki diyor
yalnızlık limanında günahkar bedenim ağlıyor
omuzlarından atmak istiyor gam yüklü hayalleri
ürperten korkularımla sonsuz yolculuğa meylederek
kendini sevdana emanet edip yine senden kaçarak
alıp gitmek istiyor yorgun yüreğim dalgın başını
gözlerinde kilitli kalan mutluluk oyunlarıyla
sahure alacahan
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman