Ben anlattım,sen dinledin;
Sen anlattın, ben dinledim.
Sen ben oldun, düşüncelerde;
Ben sen oldum, düşüncelerde.
Yalnızlığı paylaştık sessizce;
Yalnızlığı paylaştık birlikte.
Yalnız gecelerde.
..
Hey yolcu nereye bu yolculuk,
Yolun tozunu uçura uçura gidersin? ...
Biraz soluklan, hele bir dinlen,
Senden evvel geçenleri bilmez misin?
Görmezsin etraftaki güzellikleri...
Çiğnersin papatyaları böcekleri...
..
Aklımdasın.
Yanımda değilsin.
Belki farklı dünyaların başka hayallerindeyiz.
Elimi uzatsam tutabileceğim kadar yakın hissediyorum.
Aynı gökyüzünü görüyoruz.
Aynı oksijeni soluyoruz.
Ama yoksun işte...
..
Bugün bilmesini istemediğim bir yolculuk günü
Gülünce parlıyan gözlerin,Güneşin uçak'a yansıyan ışığı
Gölgede bırakıyordu,Zaman geçmesin diye dua ediyordum
Ama az sonra yolculuk bitecek,ve sen sadece düşlerimde
Yitik sevdalarda yol almaya devam edeceksin
Ben ise yaşadığım güzel günleri düşünmekle kalıp
..
sıkıntı içimde kat kat kördüğüm
sıkıntı içimde çevrilen dolap
içimdedir benim yol vermez dağlar
nerde yol gösteren ölümsüz sağlar
örümcek dolaşan damarlarımda
durmadan yenisi kurulan ağlar
..
Bir yolculuğa çıkıyorum bedeninde
Önce gözlerinde konaklıyorum
Gözlerin boğulduğum en derin deniz
Bir yolculuk ki
Kendimi gözlerine saklıyorum
Bir yolculuğa çıkıyorum dillerinde
..
Işıklar, sönmüş,
Loş, oldukça hoş.
Gönül alev almış,
Dünya başı boş!
Bomboş...
Bırak beni hancı,
Hadi sende koş!
..
Sen en güzel renklerimi bile vuramadığım resmim.
Yarım kalan bestem
sonunu getiremediğim yolculuk.
Gençliğimin göstergesi sevdam
Yaşama sevincim.
Sözcükleri boğazımda düğümlenen şiirim
Sevgilim.
..
Sen istersin ki bildiğim yoldan gideyim, yoldan yordamdan hiç çıkmayayım. Alıştığım bir hayat çizgisinde bir rotada gideyim.Önüme hiç engel çıkmasın istersin. Ayaklarının altında zaman akıp gitsin ve önünde gideceğinle ilgili bir sorun olmasın.Bütün dağlar delinmiş olsun veya dağlardan dağlara köprüler kurulsun.Ulaşacağın yere emin adımlarla gitmek istersin.
Bilmezsin ki tabanlarında ezdiğin senin hayatındır.Bir adım öteye kendi isteğinle gidemezsin ki? O zaman ayakların ne işe yarar ki? Bir iz bırakabilir mi tren. Sen metal soğukluğunda bir hayat istiyorsun.Sağındaki solundaki çiçeği koklayamadıktan sonra yolculuk neye yarar ki? Gideceğin yer belli ise sen de bellisin.Evet bir kurşunsun ya da oksun.İlk kurbanı da sensin. Bil ki aslında ölüsün.
Sen trensin ben deve. Ben yol bilmez kervan bilmez bir deveyim. Tek korkum deve dikeni.Bütün çöl benim,ova benim,yol benim. Hayatın güzelliklerine yol alırım ben. Çirkinim yüzümde çalıların çiçeksiz yanları.Gülüşlerimde bitmeyen kışlar.Donuk bir tebessüm çizerim dudaklarımla.Ama yine de senden çok gülerim.Çünkü ezber şarkılar yoktur dudaklarımda.
Sen pas tutarsın ellerinle.Yağmurlar dökülünce üzerine boyalar akar gözlerinden.Ve sen hala güzel olduğunu sanırsın.Hala güzel günler gördüğünü sanırsın.Oysa rüyalarında bile yeniksin.Kabuslar kaplamaktadır tenini ve geceni.Ay ışığı girmez karanlığına.Esmer bir geceyle sevişirsin.Ve bedenin hala bumbuzdur.
Oysa ben çöl çiçekleri içinde kumlardan çekerim gün ışığını.Kum kadar sonsuzlaşır mutluluğum.Ayaklarımda sıcak bir çöl akşamı olur.Yıldızlar dolar rüyalarıma.Yürürüm yeni heyacanlara ve mutluluklara.
Sen bildiğin yoldan gitmeye devam et.Yolun açık olsun.Bense çizerim kendi yolumu. Yorulsam da bitkin düşsem de bulurum kendi mutluluğumu.Ya da kendi mutsuzluğum içinde yaşarım.Ama bana ait olanı yaşarım.İşte budur beni develeştiren ya da devleştiren. Senden ve başkalarından farklı eden.
..
Yolculuk başlarken gerçek âleme
Malın mülkün eşin boş yara kadar
Gül yüzlü buyurmuş bana ne deme
Yaptıkların ancak huzura kadar
Ki huzur dedikse izâhı uzun
Mürekkepler yetmez Hazar’a kadar
..
Çaresiz esirler gibi ümitsizce bekleriz ölümü,
Zaman geçtikçe ağırlaşır omuzlarımızdaki yük.
Hayat insanı avutan dekorların bir bölümü,
Yalnızlık terkedilmişliğin diğer adı,dağ gibi büyük.
Ayrılıklar sardıkça her yeri,yok olur içimizdeki renkler,
Birer birer kaybolur,içimizdeki hayâl ülkeleri.
..
Tebessüm ve heyecan
Merhaba S..., sanırım o heyecan, o haz ve o yolculuk tek taraflı değil...Aynı şeyleri ben de duyumsuyorum...maillerini heyecanla bekliyorum... Evet ikimizde anı yaşamaktan söz ediyoruz...Bir zamanlar bir dizi vardı Attila ilhan'ın senaryosunu yazdığı 'yarın artık bugündür' diye evet yarın yok... Hiç birimizin bir saniye sonrasının garantisi yok...Mesela şu anda ben gerçekten çok rahatsızım... Sakın bunun üzerinde durma bana ne diye sorma...Yalnızca durumu somutlayabilmek için yazdım... Yani her şeye rağmen sana yazıyorum...Çünkü bu beni heyecanlandırıyor... Yaşamı iliklerimde hissetmeme neden oluyor...Ötesi de hikaye... Çünkü ancak böyle anlarda yaşamın tadına varıyoruz...Haramiler gibiyiz...Kralın hazinesinden en güzel mücevherleri çalıyoruz...Islak bir gül oluyor dudaklarımızda yaşam...Diri, taptaze ve her an kokusu bizi sarıyor... Yaşamak güzel be kardeşim dizelerini döküveriyor ağzımızdan...Ben sonbahar çocuğuyum ve sonbaharın bütün renkleri taşıdığına inanıyorum hatta düşünemediğimiz renkleri bile...Ama bu ıslak bir gülü hissetmeme ve istememe engel değil... hepsini seviyorum mevsimlerin...hepsi başka bir güzel ve hepsi çıldırtıcı..Yaşam çıldırtıcı... Eğer bir şeyleri tutkuyla istiyorsan...Yoksa son derece sıradan, rutin...Herhangi bir şey gibi...İşte ben herhangi bir şey istemiyorum...Islak gül tadını hep dudaklarımda hissetmek için çaba sarf ediyorum ve hissediyorum da...Sonra bir harami olup dünyanın en güzel hazinelerinin çalıyorum...Yaşamak tutkusu ve coşkusuyla her şeye inat... savrulan zamana inat... inadına ve tutkuyla yaşamak... Kah bir Ay olup geceleri bütün dünyaya doğmak...Kah Güneş olup cümle üşümüşleri ısıtmak...Kah bir yıldızın sessizliği ve tenhalığı ve kendiliğindenliğinde kendi içime koşmak... Bazen uçurtması göğün en yükseklerinde dolaşan kısa pantolonlu bir çocuğum...Bazen müşfik bir el başları okşayan...Bazen küskün istediğine kavuşamayan bir boynu büküğüm... Ama direngenim, yaşamak denen bu eski zaman yosmasının karşısında... Evet yaşam oturak alemlerinin rakkase yosması...kıvırttıkça saçılıp açılıp dökülüyor ve güzelliği büsbütün ortaya çıkıyor...Ama biliyor musun bütün bu güzelliklere ancak birisiyle gidiliyor...İnsan güzel bir esere bakarken yanındaki birini dürtmek istiyor 'bak! 'diye...işte bu da onun gibi bir şey...İnsan bütün bunların tadına ancak başka biriyle varabiliyor... paylaşmak güzel şey yaşamak gibi...
sevgi ve saygılarımla
h...
..
Önce bir şeyin değişmesi lazımdı;
Aşık olmanın,aşık kalmanın...
Sen oradaydın,aşık kalan
Ben burada,aşık olan
Değişmesi lazımdı önce olanın...
Deniz Fenerine Yolculuk /Öncesi
..
Belki de ben 'Unutmayacağım bunu! ' dediğim şeylere
Oldukça yabancıyımdır da
Bundan dolayı sanki her şey başıma gelmiş de gelebilir de gibi, yaşamı ta içine almış da
Ondan sana uzağımdır.
Olamaz mı?
Bunu hiç düşündün mü?
Meral Meri / Deniz Fenerine Yolculuk / Ucuz Düşünce
..
Sektikçe sevinçlere keklikçe
Gülümseyiş ışık olur yüzlerinde
Derin bir yolculuk gibidir çocukluk
Islık/ça s/aklanır mutluluk derinlerinde
Saf bir masumiyettir ah çocukluk!
Sarmal bir kucaklayışın benzeridir
..
Ayrılığın damarları törpülendiğinde
gidişlerimiz eskimesin
ki eskitilen aşk olmasın
veresiyeye yazılan sevişler
bir kez daha doğrulansın
yalınlığa yolculuk için
rotası çizilmiş seyir defterinde
..
durma ne olur öyle yüzüne bakarken
gözlerinden içine uzun bir yolculuk bu
dudağına kadar düşmüş bir damla
özlem acıtmış canını besbelli
ama ağlamak son çare
elimizde olan bir şeyler varken
ölürüm ellerini bırakırken
..
Gözlerin öyle güzel öyle mahzun bakarken
Sözlerin alevden ok yüreğimi yakarken
Çağlayan bir pınardım gürül gürül akarken
Gözlerinde rehinim derin,uçsuz,bucaksız...
Sevdanın kollarında kısmet değil mutluluk
..
Benim gönlüm su içen bir yaralı ceylandır
Bozulmuş bahçelerin yaslı havuzlarından
Senin gönlün çalınmış bir dal kızıl mercandır
Uçarı geyiklerin sedef boynuzlarından.
Ömrümüz bir yolculuk gibi hazin ve yaman
Bilinmez hangi çölde kaybolacak bu kervan
..
ne eyvah demenin bir anlamı kalır
ne de son bir pişmanlığın
hayat dediğin uçurumun kenarında yürümeye benzer
kimi çabuk düşer
kimi ise sallanır
..