Yeṣilligine bürünen dağlara
Kara bulutlarin
kapladigi
Zamanin döngüsüne
kavuşan
Mevsiminde yaşam...
Kış sustu,
karanlık çekildi köşesine.
Toprak,
yorgun uykusundan kalktı usulca.
Bahçıvan göründü bahçede
Hasıl olan tek akıl rejimine
tekbiri edilmişse aynı tümcede
Tek zümrede ayni zikirle
Hilafet söylemi hangi yasa dahilinde?
Yankısını duyan halk
Bir kabusun beden bulmuş hali gibi.
Duvar, hâlâ şehrin ortasında donmuş bir yara,
üstünde karanlığın ve ayrılığın soğuk izleri...
Dört bir yanı turistler sarmış,
bakışlar her değdiğinde
bir zamanlar bölünmüş hayatların ağırlığında...
Bir maden ocağının
karanlığında,
Çekiç sesi yankı olur hayata.
Ekmek kavgasındaki
emekçinin
Binbir hikâyesi gizlidir
Bir türkü mırıldan!
Karanlığın yeşilin tonlarına büründüğü
Hasıl olan renginde açan tohumların
Bahçıvanın toprağa renk verdiği
Aydınlık geleceği
fidanlarında halkın.
Nemrut dağının eteğindeki çocuklar
Yalınayak yürürken taşlı yollarda,
Gözlerinde yüzyılların sessizliği
Avuçlarında güneşin hatırası var
Doğduğu günle başlar seyri alem,
Kul açtığında avucunu arşa
bulur kendini
kalubelada
İmtihanı, tekbiri tesfirlerde
sayfa sayfa
Meali denk gelir mi
Gün olur ki
Parlayan her cam kristalleştikçe
toz duman olur
Gözün değdiği alınganlık
dağılıp kavrulur
Zerresine düşen ateş sıcaklığı
Tez zamanda edilen söz,
Lafügüzaf...
Akl-ı Selim’de aranır,
Ehl-i insanın edebi.
Söz, sükûnete varlığında,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!