Uzun yıllar boyunca uzanmış bu yüzüstü terkedilmişlik
Öksüz kalmış tüm bir varlığın çığlığı nedensiz değil ki sessizlik
Kendine takılmayanların ancak aşabilecekleri yollarda
Karnından konuşuyor bazı millet, karnı tok olunca
Keyfi yerinde diyebileceğimiz kesimlerde fıs fıs…
Neyin susması bu oysa ağzı olan zamane konuşabiliyor
Kalanı kör diyor biri hayır diyor diğeri ölüm kokmuş
Korkmuştur oysa olsa olsa kendini var saymıyormuş
Söz sırasını bekliyordur! Tüm sıralar bitti de sözün sırası mı şimdi?
Sözüm söz tutabilir miyim içimde bilmiyorum diyor patır patır…
Ben bağırıyorum her neyse niyetim; niye cılız çıkıyor ki sesim
Saygıdandır belki de saygısızlığından; kendi etiğini bilmiyor
Duyan duyuyor yoksa işine mi gelmiyor, duymayanı yok sayıyor
Mış gibi yapıyor da mıh gibi saplıyor! Sanıyor ki yenir yutulur, unutulur?
Herkes her şeyi yutar mı neden savuruyorsun ki tükürdüğünü yut sen
Bir acılık var tatsızlık, temizsizlik, bir de yüzsüzlük yüzünden…
En çok ayağına bakarmış ayak oyunlarından, yüzü yok ondan
Doksan dokuzu ağzından çıkanı duymuyor sustuğundan
Konuşanın mükafatını susana rivayet etmişler ta fi tarihinden
Söz uçar yazı kalır ondan aklına yazıyordur marifetinden…
Yılmaz BEKTAŞ
Kpt Yılmaz Bektaş
Kayıt Tarihi : 14.5.2023 16:58:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!