Yol Ayrımı (Deneme)

Hayrullah Kocasakal
88

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Yol Ayrımı (Deneme)

Bir ilk yapmıştım onun için. Her sürprizi alışmış gibi karşılamaya başlamıştı. Eski heyecanı kalmamıştı hiçbir şeyin. Sıradan bir şey haline gelmişti sürprizler, günlük, gelip geçici, sıradan, bayağı…
Bir ilkti yapacağım, gidecektim, bir daha olmamaya karar vermiştim. Son sürprizimi hayatından çıkarak yapacaktım. Onu ona bırakıp, kendi yalnızlığıma gömülecektim, yaptım…

Acı bir yol ayrımı idi benim için, vereceğim en zor kararlardan bir tanesi idi. Vaktiyle cana değiştiğini terk etmek yoluna çıkmamak, kendine bırakmak zor bir karardı, Yapmakla yükümlüydüm, mecbur bırakılmıştım çıktım hayatından…

Kendi yanlışlarımın kurbanıyım farkındayım. Vaktiyle aşk mı dostluk mu ikileminde aşkı seçerek yaptım ilk yanlışımı. Sonrasında tüm uyarılara rağmen aşkta diretmem bir çıkmaza sürüklemem, gelinen nokta. Yersiz bir aşkın kurbanıyım. Aşka heba edilen bir dostluk kadar acıtan bir şey olamaz insanı. Ya karşımda ki onu o çıkmaza sürükleyişim. Neye ne kadar hakkım olduğunu bilmiyorum. “Bir insandan daha vazgeçmek”, ne zor bir seçenek karşımdakine sunduğum. Bu gün acı bir gerçekle yüz yüzeyim, dostluk bitti…

Böyle olsun istememiştim bu serüvene başlarken. Dostlukla aşk birleşince güzel olur sanmıştım, daha güzel olur. Bütün taşlar oturuyordu yerine, benim sevgim onun anlayışı birbirimizi tamamlamamız, geçmişimiz bir binanın oluşması adına ne varsa mevcut sanmıştım. Bilmiyordum, acemiydim aşk karşısında, insanı yakan yok eden tılsımının farkında değildim. Becerememiştim duygularımı kısıtlamayı, kaybettim.

Ne güzel yıllardı onlar. En acıları paylaşmıştık, en yoksun yılları. İstemsizde olsa beraber aşmıştık o günleri. Dün gibi aklımda masada bırakılıp gidilen sigara paketleri, otobüs garlarında titrediğimiz günler, sabaha karşı mola yerlerinde içtiğimizi ısıtan çaylar, mahrumiyetler, yoksunluklar, umutlar. Bizi birbirimize bağlayan korkular. Tecelli hep beraberken vurdu bizi. Geçen senelere bakıyorum da en kötü anlarda beraberdik, hiç ayırmadı kader. Dostluk denen her hal kötü anlarda beraberlik bu olsa…

Güzel günlerde tabi; İlk görev aldığımız gün, diplomamıza kavuştuğumuz ya da, sıkıntıların bitiminde oturup oh be dediğimiz soluklanmalar, hiçbir şeyi düşünmeden, umutlu, sevinçli, hüzünlü paylaşımlar… İstemli istemsiz, mecburiyetler…

Ne çok şey kaybetmişim. Şimdilerde farkına varıyorum. Ben böyle olsun istememiştim ama, böyle olsun istememiştim, kaybetmek istemedim…

Onca yaşanan yılı kaybetmişim gibi bir his var içimde, yaşama isteğimi kaybettim. Canım acıyor.

Beni seviyor muydu, alışkanlık mıydım, sıradan bir arkadaşı mıydım, paylaştıklarımızın değeri var mıydı? Hiçbir fikrim yok, yüreğimi önüme koyup soramadım bunları ona. Gözündeki değerim neydi. Sıradan mıydım, yoksa ayrı bir yerim var mıydı gönlünde?

Olmak istemez davranışları, borçmuş gibi bir sevgi veriyordu bana. Sanki onu sevdiğim için bir mecburiyet hissediyor, davranışlarıyla örtmeye çalışıyordu. Bir şeyler oturmuyordu yerine. Anlayışsızlık ve körlük ona yakışmıyordu. Beni kandırıyordu dostuma yakışmıyordu oysa…
İçinden çıkılmaz bir hale sürüklemiştim onu, sevgimle boğmuştum, ne yapacağını bilemez olmuştu bir mecburiyettim sanki samimiyetsiz bir paylaşımdı son zamanlarda…

Acı veriyordum. Doğallığına bırakamadık paylaşımları, hayatı akışına bırakmak yerine dürtükledik en olmadık yerlerinde…

Aşka acemiydim, nasıl yaşanır bilmiyordum. Şimdi şimdi fark ediyorum ona sunduğum dostlukla perçinlenmiş bir sevgi idi, aşk yoktu hiç olmadı, nasıl bir şey olduğunu hiç bilmedim…

Yaralar aldık. Kendim olmayı beceremedim aşka çabalarken. Samimiyetimi kaybettim. Eski, köylü, tamamen duygudan oluşan çocuk yoktu artık. Bir anda birçok surete bürünmeye, hoş göstermeye çabalarken kendimi kaybettim…
O eski çocuk kaybolmuştu…

Söyleyecek daha fazla sözüm yok bu kaybediş karşısında, şimdi kaybettiğim o yılları geri verseler yine aynı şeyi yapacağımı biliyorum. Yine seveceğim, sevmekten vazgeçmeyeceğimi biliyorum. Pişmanlık duymadım yaşadıklarımdan, çok şey öğrendim hatta…

Çok şey öğretti bu kaybediş bana, şimdi elime bir fırsat verilse seneler önce ta başta “Hep böyle doğru kal” sözünü yerine getireceğim. O günlerde anlayamadığım sözünü yerine getireceğim.
Tek onu söyleyebiliyorum, sevgimden vazgeçmeyeceğim ama o sevgiyi ben kalarak devam ettireceğim…
Hatalar olgunlaştırıyor insanı, her uyanılan sabahta biraz daha olgunlaşıyorsun. Kaybediyorsun, hatalar yapıyorsun, hüzünler, mutluluklar yaşıyorsun, yaşıyorsun işte.

Param olmadığı için paketini benimle paylaşan o insanı çok özlüyorum şimdi. Dostumu çok özlüyorum.
Kendi kendime vazgeçmiş diyorum şimdi, vazgeçince insanın hayatından silinip gitmiyor her şey. Hadi baştan alalım diyemiyorsun. Şimdi radyomda onun sevdiği bir şarkıyı dinliyorum... Onun heyecanla bana tanıttığı sanatçıları hatırlıyorum… Şimdi,şu an ise özlemi hatırlatıyor…Şimdi şimdi şimdi….

Hayrullah Kocasakal
Kayıt Tarihi : 3.9.2007 00:31:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Hayrullah Kocasakal