kanatları kırılmış bir serçenin acısı gözlerimde...
düşlerimden sana uyanırken her sabah,
şimdilerde yokluğunla demleniyorum
çaldığın nefesimle asi zamanlara....
imkansızlığın hüznü sinen gözpınarlarımda kurudu
yoksun yokum bundan böyle
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Kalemin sağolsun şair...kutluyorum.
şiirlerce akıttığım damlalara eşlik etsin söyleyin ona....
meleklerden çaldığım bu sevdayı,
emanet bıraktığım gülüşümü isteyin versin.....
bundan gayrısına ben saklıyım istemem artık ne gamı ne maviyi
yokum bundan böyle
tokuz sevdaya...
diğer tüm şiirleriniz gibi ... öylesine içten, öylesine duygulu ....yüreğinize , kaleminize sağlık...
bir şiir tutkunu m.e.s
Evet. :)
kanatları kırılmış bir serçenin acısı gözlerimde...
düşlerimden sana uyanırken her sabah,
şimdilerde yokluğunla demleniyorum
çaldığın nefesimle asi zamanlara....
imkansızlığın hüznü sinen gözpınarlarımda kurudu
yoksun yokum bundan böyle
Berna Hanım!
duygular ilmek ilmek işlenmiş işleyen kalemi işleten yüreği yürekten kutlarım muhabbetle tam puan kabul buyurun
Ki Karaköy köprüsüne yağmur yağarken
Bıraksalar gökyüzü kendini ikiye bölecekti
Çünkü iki kişiydik.”
C.Süreyya
Evet birden Cemal Süreyya aklıma geldi..
Nasıl söylesem dememiş sevgili şair..Birden söylemiş ama hüzünlerin gözyaşlarını yine kendi silmiş...
Kalemine, yüreğine sağlık sevgili mor menekşem...
ARDINI HÜZNE DAYAYIP UZAKLAŞIRKEN AŞK
O AN ... İŞTE O ANDIR YOK OLMAK ...
SAYGIYLA
FATMA HATUN ESEN
avuçlarım kanıyor sevdan dillenince yine.....
usumda bir martı havalanıyor gidemediğim yarınlara.....
ölüm bıçak sırtı hüznü sırtlamaksa eğer
susa yazdığım her kelam mezarımda bir harfemi denk gelir acaba
bir zamanlar isimsiz kalmazdı martılar...
tarifi olmayan mutlu anlar eşitlenirdi umut du mavi
neleri görmezden gelirdi sevda adına yürek....
yeşerirdi umutlardan gül bahçesi
Şiir listem pasiflendiğim için ne yazık ki silinmiş. Ben de dostlarımın şiirlerini hem listeme alarak hem de onlara yorum yaparak başlıyorum yeniden.
.......
Şiirinizi iyi ki okumuşum BERNA HANIM.
Hem anlam hem de biçim bakımından dört dörtlük bir şiir.
Bazen yok olup gitmek isteriz bir yerlere, işte böylesi anlarımızı öylesine güzel dile getirmişsiniz ki hayran olmamak elde değil. Duyarlı yüreğinizi kutluyorum.
Kutluyorum...kalemin hep yazsın...sevgiler.
senli sevdalardan esirgemek niyedir kendini...
yüreğinizden mavinin derinliği,sevda da böyle bir gönülün yokluğu eksik olmasın dilerim...şiir yüreğinize sağlık ve sevgi dolsun...
Bir tükenişe/tüketilişe değgin bindirmeli duygulu dizeler..
Her katmanında ,biriktirilen özverilerin ufalanışı seziliyor.
Şiir de olmasa söyleneceği yok..
Kutluyorum.
Bu şiir ile ilgili 17 tane yorum bulunmakta