10/
13 bir kişi sözleriyle birçoğunu besledi
bir diğeri konuştu ve yoksulluk büyüdü.
14 bereket yoksa zenginlik de yoktur.
kötü kişi korkar
..
Köze dönmüş ateşin karşısında oturuyordu. Yanan yüreğine bakarken yaşanmışlıkların ardına sığınmak gibi bir niyeti yoktu aslında. Lakin alevin her alazı yüreğinin bir köşesine dokunuyordu. Bazen kızıl bir saç bazen de dudak olarak. Gözlerinin önünde dans ederken alevler bir yanı onunla ısınıyor diğer yanı da yalnızlıktan üşüyordu. Konuşmayı unutmuştu. Sözcükler gidenin ardından dökülen yaş sağanağında yitip gitmişti. Kabullenmek gelmiyordu içinden terk edilmek ona ağır geliyordu.
Sus diyordu gözleri, konuşma artık yüreğinle bak ne hale geldik. Yüreğin kaldıramazken acıları birde dillendirme acıyı. Yoksunluk, yoksulluk içinde mecnuna döndük. Yaşlar kurudu, yürek irtifa kaybetmekte ve beden deprem sarsıntıları içinde çökmekte. Kapanmayan, kangrenli yaranın sızıları ile yoğruluyoruz. Kapanmayan göz kapaklarımın ardında sevgilinin görüntüsünü saklamaktan yoruldum. Diyordu ağlamayı unutan gözleri.
Düş görmeyi bile unutmuştu. Yaşadıklarının hayal mi gerçek mi olduğunu bilmiyordu. Yaşamış olmak için mi yaşıyordu, yaşadığı için mi yaşamış oluyordu bunun farkında bile değildi. Sessizliğinin ardında aslında ne büyük çığlıkları vardı. Haykırışlarının yankıları kulaklarına doluyordu.Yaşadığı mutluluğun ardında dibe vuruşlardaki bataklığın içinde kayboluyordu.
Gün ışığını bilmeyen körden farksızdı, sadece sevdiğinin gözleri ile bakıyordu hayata. Onunla görüyor onunla yaşıyordu. Gördüğü her nesne sevgilisinden bir anıydı dokunduğu her ten de sevdiği oluyordu. Sarındığı benlik kendisinin olsa da böyle yaşamaktan mutluydu. Arafta kaldığı anlar çok oluyordu hangisi kendisiydi? Söylenmemiş sözler mi? Yaşanan anlar mı? Sessiz sözcüklerin harmanında savruldukça kendini biraz daha kaybediyordu.
..
İnsan haklarını gün ilan eden
Bizim günümüzü sormuyor musun?
Bir zulumat sarmış yalan dünyayı
Kör müdür gözlerin görmüyor musun?
İmf’ nin muslukları akıyor
Çakal aslanlara meydan okuyor
..
Çıkmıyor sesi tükendi nefesi
Kimsesiz kalmış bir çare garip
Fakirlik bir yanda dertler bir yanda
Yanlız kimsesiz bir çare garip
Hırsız vurguncu sarmış dört yanı
Aradı durdu bulamadı bir iş hanı
..
Yatalaktır mevsimler bu kentte
İki ayağın büyük gelir.
Kolların dışarıda kalır hep.
Ah! Yağmurun küsü, yoksulluğun kızı kentim.
Taşırsın yoksulluğu yıllarca bana mısın demeden
Bir sevdayı kaldıramadın.
Terk edilmiş evlerin saksılarının özlemi var içimizde.
..
Bir zamanlar kartal gibi uçardım
Kırıldı kanadım yerlerde kaldım
Bülbül gibi şakıyordu dillerim
Kurbağaya dönüp göllerde kaldım
Şahmaran misali meydan okurdum
Örümcek ağından ince dokurdum
..
Açılır pencereler kapanan yollara
Duygu sınır tanımaz
Havadan sudan derken
Ağlamayan iki göz
Bakarsın düşüvermiş kollara
Yokluk bence yoksulluk değil
..
GERÇEKTEN GİDİYOR MU?
Öyle paranoyalar vardır ki aslı olmasa dahi,zaman içerisinde gerçekten varmış gibi ete kemiğe bürünür.
Bugünkü ortamı hazırlayan oniki eylülün karanlık dönemidir. Rabıta vb. şeriatçı örgütlenmelere ödünler ve destekler verilerek bugünlere gelindi.
Din elden gidiyor paranoyalarıyla sürekli şeriatçı özlemler gündemde tutuldu.Erbakan’nın deyimiyle yavaş,yavaş türban olayları dahil olmak üzere kadayıfın altı kızartıldı.
..
Bir anne ağlıyor,gözyaşları içine akıyor
Acılar içinde pes etmiyor,evlâdım diyor
Usulca dokunuyordu.
Bir anne üzülüyor,gözleri yanıyor
Sütü gelmiyor,evlâdı ağlıyor,yavrum diyor
Şefkatle okşuyordu.
..
KÖYÜMÜN ÇOCUKLARI
Gözlerinden ışıl ışıl yoksulluk dökülen,
Köyümün çocuklarını gördüm rüyamda.
Omzunda su testisiyle belleri bükülen,
..
Yumruğumun içinde özgürlük
Emeğimde alın teri yoksulluk
Kitabımda söz konusu dürüstlük
Pijamamda ince çizgi mahpusluk.
Uyurum uyanırım
Gökyüzünü,bulutları unutmuşum
Yalnız seni gömüp içime
..
kulaklarımızdadır vurdumduymazlığı sokakların
bizim bizden başka kimsemiz yok artık çocuklar
sığlığına kibrit suyu ekerek parçalanmışlığın
bildiriler dağıtmaktan üşümüş ellerimizi birleştirip
aydınlık için ateş çemberi olma zamanıdır
yeni bir isyana çağrıdır her sonbahar
..
Dünyanın yükünü alıb dalına,
Hıqqana-hıqqana gedir yoksullar.
Mazlumluk yazılıb onun alnına,
Nale çə kir, fağan edir yoksullar.
Elleri-kolları kandallı kuldur,
Varları-yoxları bir çuxa-çuldur,
..
Bu öykü bir beyin oğlunu anlatıyor sevgiyi tat mamış ufakbır tepessüm de yeter
Mutluluğa yaşantısında mutlu değil yusufun hikayesi siyah bir atıvar olur onunla
Arkadaş biner atına dere tepe dağ bayır demez gezer zengin ama parayla saadet
Olmaz zenginliğe tutkun baba yusufun hikayesi ihtiyacı sevgi biner atına gezerken
Bir çobana raslar çobanın yanında bir merkeple köpeği var attan inerken köpek
Hemen havlar sahibi gelir selamlaşır muhapbetten sonra çobanmustafa ortaya bir
Bez serer heybesinden peynirle ekmek koyar bir baş kurusovan çıkarır kırar ortaya kor
..
Seninle güzel sabahlara çıktım
Seninle güzel akşamlara
Yoksulluk seninle güzel
Zenginlik seninle
Umudu gelip iliştirdin yakama
Sevdikçe sevgi buldum
..
Bir an tasavvur et, her yanda soğuk
Âma gözü gibi boş, loş bir kovuk
Karanlık ve soğuk..başka bir şey yok
O hissiz kucakta bir can hayâl et.
Ve düşün..küçücük, şefkate muhtaç
Bir yavru ki belki ümidi de aç.
..
Neyleyim cihanda derya denizi
Göz yaşımdan akan gölüm oldukça
Gül şende açılan lale nergizi
Dikenler içinde gülüm oldukça.
Dinlenmez fakirin sohbeti sözü
Fırsat yok ki nasıl gülecek yüzü
..
Neyleyim cihanda derya denizi
Göz yaşımdan akan gölüm oldukça
Gül şende açılan lale nergizi
Dikenler içinde gülüm oldukça.
Dinlenmez fakirin sohbeti sözü
Fırsat yok ki nasıl gülecek yüzü
..
şimdi boşlukta geziniyorum
önümde büyüleyen evrenin raksı
güneş iade ediyor gölgesini
rüyama kaçıyor hezeyanlar
asıl yalnızlık bundan sonra
terkedilen hayallerin
..
ÖYLESİNE BİR BAKIŞ
Bizler yaşadık mı bin kaç yıl,
Bizler bal eyledik mi acıyı sevdalarımızla.
Bizler yarınlara umut olabildik mi dünden bu güne;
O zaman bizler başardık bir çok şeyi.
..