Kara bulut sardı Manisa Soma'sı
Yurdum oldu bugün kömür karası
Fakirlik yoksulluk aldı halkı
Kanar durur kömür kaplı yarası
Soma'ya vardı devleti erkan
Dediler sabret biraz dayan
..
Her defasında anlatmak istedim tanımlamaya çalıştığım sizleri,
sizler birer Güldünüz dokunmaya koklanmaya kıyılmazdınız,
Yaradılışınız narin bir yapıya sahipti,
ipeksi bir örtünüz vardı. Huzurveren güveniniz sevginiz ve sayınız vardı.
Neydi sizleri bukadar değiştiren?
cahillikmi? Yoksulluk mu? Neydi değişiminizin sebebi? Oysaki zaman bunları çok geride bırakmış olmalıydı. Hangi tutkuların esiri oldunuz? Hangi nefsin kurbanı? Hangi süslü manzaraya Harcadınız benliğinizi. Şimdi Hangi rüzgarın esintisi temizler. hangi yağmur? Hangi fırtına temizler sizleri.
..
Ne yücesin Mevla'm ve rahmeti bol
Ümitsizlik olmaz kulların için
Sana gelen yoldur en hayırlı yol
Selametim için ve sonum için..
Dert olur,sıkıntı, bazen mutsuzluk.
Zenginlik aslında aldığım soluk
..
Kalın bir kalemle yazdım diye ismini
Beni çok kaba bellemişsin gülüm
O gün kalemtraş alamamıştım parasızlıktan
Yoksulluk mu, sensizlik mi ölüm.
Seni oysa ne ince duygularla sevmiştim
Serviler bile yarışamazdı duygularımla
..
Bir boşluk bırak
Köhneleşmiş beyninde
Ve yerleştir benliğine
Çocukların düşlerini,
Ebe yap,kandır dünyayı
Birazda o arasın dursun
Yoksulluk bahçesindeki
..
Nihayet sonuna geldik
Acı, sıkıntı, yokluk yoksulluk
Dolu sinir harbi anarşi dolu
Kocaman ömür gibi bir yıl
Ömrün ortasında çeyreğini
Alıp götüren şu meş'um yıl
..
Adım atacak yer yok
Ne kadar kalabalıksın İstanbul
Sende hiçmi insaf yok
Ne kadar kalabalıksın İstanbul
Kimisi ayı kimisi dayı
Bizede düştü yoksulluk payı
..
**Hece Şiirleri Jüri Değerlendirmeleri
Hece sonuçları..
1 NUMARALI ŞİİR
RIZIK
..
2/
bir yanım yoksulluk
öbek öbek, oba oba yokluklar
bir yanımda yalanlar
sokak sokak, şehir şehir kalleş korkular
bir yanımda ölümler
yangın yangın, duman duman yok oluşlar.
..
Niye bilmiyorum niye! İçimde bir huzursuzluk,
İçimde huzura karşı inanılmaz bir susuzluk,
Hayatım karman çorman,dağınık ve yoksulluk,
Hep beni mi buluyor bu inatçı mutsuzluk.
Bilmem hayata neden böyle soyunduk,
Bulduğumuz ilk boşluğa hazırlıksız kurulduk,
..
rezillik güzellik olarak tanımlanıyor
yoksulluk yok sayılıyor
çoğunluk buna inanıyor
hiç sormayın dostlar
halkın gözü böyle boyanıyor
doğruya değil yalana inanıyor
ve işte böyle soyuluyor bu ülke...i.koçak
..
Her gün içimizdeki kuşlar ölüyor.Umut kuşları, sevgi kuşları. Yüreğimiz kanat şıkırtılarına hasret kaldı.Müthiş bir erozyon her şeyi önüne katmış sürükleyip gidiyor.
Gün günden daha duyarsız,daha bi bencil oluyoruz. Rahatımızı bozmuyor artık ölüm, savaş, yoksulluk, şiddet tecavüz. Hepsi sıradanlaştı. Yeter ki ucu bize dokunmasın.Pamuklara sarıp sarmaladığımız bireysel mutluluğumuz bozulmasın. Eskiden acılar da, sevinçler de paylaşılırdı. Şimdi 'deliye her gün bayram 'der gibi herkes lay lay lom. 'Dünya üç günlük tadını çıkar 'olduk.Duyarsız, sevmesini unutan,sadece çok para kazanmayı amaçlayan makinelere dönüştük.
Bizler 'Çiçekleri koparmayın', 'Çimlerere basmayın' yazan emir kipleriyle büyüdük.Kimse öğretmedi çiçekleri sevmeyi,doğayı,insanları sevmeyi.Biz de sorgulamadık.Sadece yasakları uyguladık. Arada bir intikam alırcasına gizliden korarıp attık çiçekleri. Ezdik çimenleri. Sonra da iyi çocuk repliklerini yüzümüz kızarmadan ezbere okuduk.
Yasaklar, cezalar anlatıldı hep. Korkular büyüdükçe büyüdü. Bu iki yüzlü toplum kuralları mıydı, içimizdeki kuşları öldürdüren, kalbimizi katılaştıran?
..
Bir türlü gelmiyor sert geçecek kış
Radyolarda lastik reklamlarıyla,
Aşınmış şarkılar kafa yorarken.
Aslında tek sorun trafik değil
Haber de dinlemek tam bir işkence;
Yoksulluk, zorbalık, savaş ve terör...
..
Doyumsuz olurlar,bazı varsıllar,
Dünya’yı versen de,yine doymazlar.
Başkasının malına göz koyarlar,
Almak için uygun fırsat kollarlar.
İşkolik olurlar bazı varsıllar,
Gece gündüz,durmadan çalışırlar,
..
Yıllar önce, bir nineyle uzun uzun sohbet etmiştik.
Bu ninenin, saçları kar gibi beyaz, elleri nasırlı, yüzünde satır satır çizgiler, bakışlarında Sonbahar hüznü vardı.
Komşu ilden çalışmak için gelmişlerdi. Çadırlarda yaşıyorlardı. Yaşı yetmiş vardı ama hala tarlada çalışır, amelelik yapardı. Yani yoksuldu, o zamanlar yaşlı maşı fakir yardımı yoktu.
Konuştuk onunla hayattan, geçimden, bir ara sordum, eşini nasıl tanıdın, onu sevmiş miydin diye. Nine güldü:
..
AKP' nin anayasa değiştirme hak ve yetkisi olmamalı diye düşünüyorum. Yolun sonuna geldiler. Giderayak bir dönem daha başımıza bela olmanın tuzak yollarını kuruyorlar.
Yapacakları en iyi iş, BİRAN ÖNCE ÇEKİP GİTMELERİDİR. El attıkları her dal kurudu. Satılmadık nemiz kaldı? Her şey peşkeş çekilerek elden çıkarıldı. Her şey iktidarda kalma uğruna ABD ve AB güdümüne girdi. İçeride ordu, yargı, sosyal kurumlar, kişiler başta,basın yayın, değer yargılarımız, bilimimiz, kültürümüz....her şeyle savaş içindeler. Açlık, yoksulluk, işsizlik, eğitimsizlik ayyuka çıkmış, değer yargılarımız alt üst olmuş, ahlaksızlık diz boyu, onlar köşe dönme yarışındalar. Koskoca YÖK eğitimi, bilimi falan bıraktı, imamları kilit noktalara getirebilme uğraşını veriyor. Şimdi de dışarıdaki Feto okullarını bitirenleri SINAVSIZ üniversitelerimize sokabilme gayretindeler. Bizim çocuklarımızı düşüneni yok. AKP’ yi eleştiren, ABD’ ye karşı olan içeri atılıyor. Devlet daireleri yeterliksiz imam kılıklı, FETO okulları öğrencileri ile doldu. Bakanalıklar tarikatlara pay edildi. Bizden olmayan halkın çocukları ne olursa olsun diyorlar.
İçeride bunlarla uğraşmaktan, dış işleri ile uğraşamadıkları için dışarıda itibarımız kalmadı. ABD ne derse o oluyor. Eş başkanız falan derken, Ermeni kazığını atıverdiler. ABD' den ne zaman kime dost olmuş ta bize olacak? (Ama çıkarı için AKP' yi iktidara getiren ABD olup ve istediği gibi kullandığı için AKP' ye dostlukları dışında!) BUNU TÜM DÜNYA BİLİYOR DA BİR akpLİLER Mİ BİLMİYORLAR? GÖZÜMÜZÜN İÇİNE BAKARAK YALAN SÖYLEMEYİ BIRAKIP, HİÇ BİR ŞEY YAPMASIN VE ÇEKİP GİTSİNLER. Atatürk ve Türklük adına olanları yıkıp geçiyorlar. Türklük, Osmanlı’ da olduğu gibi İKİNCİ SINIF yurttaşlık oldu.
Partiyi kapatalım mı diye yargı partiye soracakmış! Yüksek Yargı kendi istediği kişilerden oluşacakmış! Yarası olan gocunur derler, NEDEN DARBELERDEN KORKARAK KAÇAK GÜREŞİYORLAR? Yargıtay Başsavcısı’ ndan neden nefret ediyorlar? Zaten KAPATILMIŞ BİR PARTİ değil mi? (12 mi çok, 11 mi, 7 mi çok, 4 mü gibi hesaplar yapılmadı mı? İleride yaptıklarının hesabı sorulacaktır elbet.
Zaten Anayasa’ yı değiştirmek isteyişleri hesap vermekten korktukları içindir. Halkı koyun sürüsü yerine koyuyorlar. Halk, koyun sürüsü olmadığını göstermelidir. Gösterecektir.
Saygılarımla! ..
..
Sevgisiz yasayanlara
Güc durumda olanlara
Senden sifa umanlara
Ver Allahim Ver
Sussuz kalan topraklara
Denizzz kadar yagmur ver
..
YOKSULLUK DAMGASI
Kelimeleri sararmış anılarda
vuslat yoksa
kaplıyorsa her yanı körlük
yırtılıyorsa takvimlerde zaman
senden habersiz
..
öyle zengin uyanırım ki
her yeni sabaha
sabırsızlıkla
güne başlamaya
ve umutlarım azalır
önce işsizlik
hatırlatır peşi sıra
..
asgari ücreti
açlık sınırının,
ücretleri
yoksulluk sınırının altında olan,
çağ atlayan
“dünyanın en güçlü ekonomileri arasında yer alan”
benim güzel ülkemin
..