her şeyin bittiğini sandığım gün yeniden başladı
şimdi uzansam toprağın bağrına
kodlar mı bana hikayesini bitişlerin
toprak basar mı toprağı bağrına
yoksa çok sordum seni geceye
yıldızlara anlattım bazen
kimi intihar etti
bıraktı serin karanlığına kendini gecenin
yoksa çok sordum seni sulara
o iki farklı suyun kavuşamadığı koylara
öteki tarafa çevirdi yüzünü sular bana
inat ettim ötekisi oldum ama sular su olmadı bana
yoksa çok sordum seni renklere
siyah beyazı boğdu yine
beyaz serdi örtüsünü koyu lacivert suyun üzerine
yol oldu sana yakamozlar suyun üzerinde
yoksa çok sordum seni kabristanlardan
kulak kesildi münkerle nekirler
cehennem çukurlarından çukurlar
cennet bahçelerinden bahçeler
sonra saf durdu ölüler
ah yaşayan ölüler
duymadıklarınızı duydu
ölü dediğiniz ölüler
yoksa çok sordum seni ipsize sapsıza
hak bilmeze,tekdirle uslanmaza
bir arsızı küstürdüm sonra bir ahlaksıza
bir tohum attım sanki sonsuzluğa
yoksa çok sordum seni bana
çok ağladım testere gibi
bir sana bir bana
çok sonra anladım gibi
yanlış soranın sesine ses yok imiş dünyada
türküler boşuna söylenmiş hep
Kerem boşuna yanmış mesela
salıncaklar boşuna sallanmış ağaç kollarında
aşlar pişmiş,ocaklar yanmış,ocaklar sönmüş,
hasretler daldan dala atlamış hep farklı boylamlarda
ya elimle sımsıkı tuttuğum gülüşlerim
caddelerde sokakları kovalarkenki yürüyüşlerim
çok sonra anladım çok
ölü bedenlere sorular üflenmezmiş
Kayıt Tarihi : 28.1.2015 16:36:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!