Nefes nefes acının   filminde  oynadım seni.
-Yokluğuna buladım   varlığından kalan   her demi.Ulandın, sulandım,  bilendim, uslandım,   aklandım,paslandım ama sensizliğe yenilmedim  Dara.
-Bölük pörçük   senden kalışların   yamaladığı amaçların   yamacındayım. Senin  taş   bağrına aşklar  taşıyorum.
Canım ile  cananıma can katılışın    yalnızlık    törenindeyim. Senin  nutkunu   okuyorum   davudi sesimle.
-Ey sevenler,
Ey beni de sevenler,
Ey   beni benden, beni senden alan   sen’ler..Ben  buradayım ölmedim  daha  sana…
-Beni ortada bıraktığın    ortadoğunun   kanayan  aşk yarasıyım.Elimde  sapanım    sensizliğime   gelen   yehova     güzellerine    taş atıyorum. Bu aşk elim  taş  atıyor. Sana gül   uzatması  gereken, elini tutması  gereken,    saçlarınla oynaması  gereken bu  el “ taş atıyor. “
Gözlerinin ışıklarını yakmadan, güneşin   aşk ışığı  sensizliği aydınlatır mı ki? 
-Sen gittikten sonra   küçüle küçüle  bebek kaldım. Ağzımda  düşürmedim seni seviyorum emziğini.   Yapma sevdaların mamasıyla   biraz  kilo almışım.
-Merak ediyorsun   biraz   kilo almışım.Biraz    daha   kendime  gelmişim.
Hoyrat  yellerin elleriyle sensizliğin erozyonu  yaşayan  Bisitun dağımda   Ferhat ile aşk üstüne    uzun havalar    söylüyoruz.
- “Baba bugün dağlar yeşile boyandı
Kim yandı kim uyandı
Gözlerim ağam kalbime ateş düştü
İçimde yar dayandı gözlerim ağam
Gözlerim ağam her gelen benzin sorar
Bilmem kalbimde ne var
Aman aman aman aman
Aman aman aman aman elinden
Digel otur o güzel boyuna ben de ölem”
Geç kaldığım sende kalışların bağrı  yanık  duvarıyım.Nem değil ; ancak gam yıkar.
Ve şimdi ağlamak   sevap senin için.Damlaların suyla dansı  gibi. Huzurla   hüznün  kardeşliği  gibi. Karışmalı   göz yaşların  damla damla  akıttığım pınarlarına.
Suyun çizdiği  kalbin ortasındayım,dalgaların algılarıma kardeş. Bu  gün  yine  sana hırçın maviler.Bugün  yine  sana   su olmak ister    duygular.
En güzel bakışını nakşediyor   kalakalış.Bugün  yine sızıların     beni    tanımsız bir  duyulsamanın  yatağına atıyorum.Hastayım  S/ana …
Bir haykırışın   kırık   mızrabında    sesin  belkilEre  ram olur Dara..
Bu inleyişin   anlaşılmaz  manzumesinde     solfej   anlar  deliyor   yüreğimi.
Aşkın aşka  ışık  verdiği  güneş öncesi  öpüşme  demlerine  meylim.
-Girift  h/azların      hamlığında   pişiyorum  aşkına.Seni şimdi daha    anlıyorum.
Uzak sesler   orkestrasının  can ve aşk şefiyim. D/ilimde   senli   besteler ağlaşır   saz ile söz dilinde.
Artık yaramın  söylem   defterinde  kuruyor senli cümleler. Seni sana bırakma   arifesindeyim.   Yarın senin  bayramın.Ben gayrı    deliliğe  övgüler  ile  akla sövgüler arasında       felsefi  tinlerime    kavlinler   büyütüyorum   Dara.
-Sen   akıl ve aşkın delisini  de istemezsin  şimdi  Dara… 
Can   havlimize  dökülen huruflara  da   ders olamazsın.Sen en çok  gitmeleri sevdin.En  kolayı  gitmek, en zor  kalmak…  Hep kalmak.Hepten de   kalmak…
-Meleklerin elediği elem eleğinde,elimi a/yağımı çektim gece boylu selvilerden. Biraz nefesiyim mistik özlemlere.
Habil’in   aşk dersinde   ben de öldürdüm  aşkın  k    hazlarını. Ben  ile Habil  arasında kabulümsün.  Kabil   ile   ihanet      ekseninde  dünya  dönmüyor.
-Tevarüslere  teneffüs ettim  Dara. 
-Kılcal   damarıma kadar,   eskimez senin   kanındayım. Kızıl ve   canlı  akışların    vedalarındayım. Sana veda ediyorum; ama benim olmayan sana…  Sana     geliyorum   beni isteyen  sana Dara.
-A/dem olup bir kere ısırdım aşk elmanı. Bu aşk tadı, bu aşk adın, bu sevda yadın beni bir ömür sunacak sana Dara. Bu yüzden Habil ile ben arasında hep seni istedim …
Hayrettin TaylanKayıt Tarihi : 27.1.2011 14:38:00
 
 
 
 
 Şiiri Değerlendir
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
 
 



TÜM YORUMLAR (1)