I.
Yok tanımı acının 
Hiçbir dilde, 
Farklı yaşanır her ölüm 
Her hayatta
Hiçbir kitabın tozlu sayfasında yazmaz 
İçinde bir yerinde bu bedenin 
Binlerce bıçak saplanmışçasına sızlayan bu yara 
II.
Çılgınca korktuğumuz her keder 
Ve Ölüm, 
Hayatı daha iyi yaşa diye bağırıyor sana
Yarın yok belki de diyor
Oysa bugün daha çok şeylere gebe
En azından bu dünyanın sızısını götürme yanında 
Yaşa, denizlerin coşup da dalgakıranları parçalaması gibi
Yaşa, ırmakların yüzlerce metreden koşup ta
Tuzlu sulara karışması gibi 
Yaşa yasak bir şarkının
Gizli gizli her gün söylenmesi gibi
III.
Korkma kaybetmekten 
Yaşanması gereken ne varsa yaşanmalı ömründe 
Unutma ki ertelemek hayatı her gün biraz daha kaybetmektir
Kotalar konmuş şu ömrümüzde, 
Sınırı yok içindeki heyecanın 
Yok hiçbir tel örgü, hiçbir sınır 
Kafatasında uçsuz bucaksız 
Alabildiğine koskoca bir dünya 
Yok hesabı sorulamayacak hiçbir haksızlık
Sorulamayacak hiçbir soru yok 
Söylenemeyecek hiçbir söz... 
IV.
Rüyalardaki kadar insaflı değil hayat
Derin boşluklara düşerken 
Ve birkaç metre kalmışken ölümüne 
Kan ter içinde yatağından fırlayacak kadar 
İyimser değil hiçbir gerçek 
Ölüm, 
Bedeninden daha çok 
Eksik kalmış sevgilerin gömülmesiydi 
Yada umudun 
Ölüm en çok yaşayamadıklarının gömülmesiydi 
Yazılmamış bir şiirin 
Hiç dinlenememiş bir türkünün gömülmesiydi ölüm
V.
Madem ki yürekli bir sevda kuşandın bu akşam 
Yürü üstüne kederin 
Unutma ki 
Bir şairi şair yapan en çok ta acılardır
Aşktan da öte, 
Bize düşen aklamaktı aşkı 
Karanlık 
	    Karanlık 	
		Karanlıklar içinde yitirdik günlerimizi
VI.
Aslında şairin gönlündeki aşk 
En çok da özlemdi geleceğe dair
Kelimelere sığmayan 
Anlatılamayan hiçbir resimde 
Hiçbir tarih kitabının yazmadığı 
Ve yazamayacağı
Hiçbir tasvirin anlatamadığı 
Hiçbir ansiklopedide tanımı geçmeyen
En çok da bunun için anlamadılar bizi...
Ve Öyle kirlettiler ki aşkı 
Ve öyle kirlettiler ki bizi 
Yüreğimi söküp kaldırsam havaya 
Artık bana kimseler inanmayacak...
VII.
Nerelere kayboldular
O kuralları koyanlar 
O güçlü olduğu için haklı olanlar 
O para babaları 
Yağlı saçlarıyla çantacılar 
O kan emiciler 
Bağlımıydı elleriniz kollarınız 
Sürgünlerde miydiniz
Yoksa dipsiz kuyularda mı 
Kara kalemlerle çizerlerken üzerini geleceğinizin 
VIII.
Hal böyleyken aşkı anlatamadık onlara 
Anlatamadık gece yarıları
Düşlemek varken kendi sevdalarımızı, 
Cam silerken arabalar altında biten bir çocukluğa 
Döktüğümüz yaşları gece yarılarında...
IX.
Aklandı nice karalı yürekleri haramilerin 
Aklandı kendini karanlığa adamışların kanlı gömlekleri
Meşru müdafaadan saydılar
Onlarca kurşun yarası göğsünde 
Hesaplandı aylar boyu optimum ceset sayıları 
Sığınaklarda çocuk cesetleri 
Aklandı tüm katliamlar 
Sevdamız karanlıkta kaldı 
Sevdamız karartmalar altında
Biz aşkı aklayamadık hiç
Kirleten biz değildik oysa 
Nerede ve ne zaman bitti 
Yazmadı hiçbir takvim yaprağı
Nasıl bitti o sevda...
X.
Nefret dolu bakan bu yüzler 
Sizi,  kendinizi tanıdığınızdan daha iyi tanıyorum artık
Onun için bu kırılganlığım, 
Soluksuz kalışım ondan 
Hepimize yetecek bir gökyüzü varken tepemizde...
XI. 
Adaletin hileli terazisinde 
Kötü olan baskın gelirken iyi olana
Karanlık aydınlığa, 
Çıkmaz sokaklarda yürüdük hep 
Yeniden kurulur diye bu şehirler
Belki ağır basar kavgamız diye bir gün
Göğümüzün altına duvarlar ördüler
Çevirdiler yeşil bahçeleri tel örgülerle 
XII. 
Aşk kirlendi 
Ve kirlendi bu diyarların temiz yüzlü çocukları 
Büyümek, kirletmekti ruhumuzu
Hep çocuk kalalım istedik
Küçük kalıp yüreğimizi büyütmek için 
Ancak büyüdük ve yüreğimizi küçülttük
Aşkı aklayamadık
Karanlıklar içinde kaybettik günlerimizi
Yüreğimi söküp kaldırsam havaya
Artık bana kimseler ama kimseler inanmayacak...
Aşkı kimse anlayamayacak! ..
4 Mart 2003
19: 10
Kayıt Tarihi : 14.4.2003 23:25:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
 


TÜM YORUMLAR (1)