1/
Müptela olmuş duyguların ışığındaki ayna,
Zamana dur diyemiyor zaman içindeki mana
Masumiyet dilde kalıplaşmış lafta ve yafta,
Sanki caniler toplanmış gördüğüm her bir safta.
Kan gölü sokakların ıslak kaldırım taşlarında;
Allara bulanmış körpe bedenler,
Taş ve topraktan bir örtü serilmiş üzerlerine,
Ev desen değil, vatan desen değil, han desen değil.
Mezara gömülüyor onca can körpe yaşlarında
Kimi anasız, kimi babasız, kimi yavrusuz,
Burada sürekli kan akıtan nehirler var,
Ganjın da tereddüde düşeceği kadar.
2/
Mahrum ve mağrur bakışlarda gizlenmiş,
Bir çocuğun vatan özlemindeki uğultu,
Top tüfek sesleri, çınlarken kulaklarında,
Oysa hayatın manasını çözme yarışında
Aradığı dünya bu mu?
Yada özlemini çekiği huzur sesi
Anne karnında ninni dinlerdi oysa
Nerden çıktı şimdi bu mermi sesi,
Bir zalim düşüncenin yıkıcı gücüydü gördüğüm,
Sebebi sebepsizlik olmuş, karışmış bu kördüğüm.
3/
Nedir bu çocukluğumun üzerindeki kara perde,
Yeter artık çekilin üzerimden,
Aydınlık ufuklara bakmak benimde hakkım değil mi?
Her gün toz bulutu arasından görmek istemiyorum dünyayı,
Gasp edilen duygularımın cezasını kim verecek,
Yada özlediğim, hasretine düştüğüm,
Güneşime kim kavuşturacak beni.
aşık Firgatli
Erdal EbemKayıt Tarihi : 5.1.2010 23:28:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!