YİTİK ÇIĞLIK
Süzülür karanlığın koynunda yitik çığlık
bir hüzün ışık tutar yalnızlığıma
soluk soluğa çırpınır düşlerimde
süt beyazı küheylan
türkülerle süslenir şebiyelda
kabuk tutmaz yaralarımın merhemi
gözlerin düşer aklıma
demini almamış şiirler dökülür dudaklarımdan
burnumda menekşe ıtırları
müphem hatıralar yankılanır dimağımda
adın düşerken yüreğimin memnu satırlarına
savrulur rüzgarın ıslığında yitik çığlık
terazimi şaşırtır kalemime çöken ağırlık
Kavurur günü, geceyi sisli çöl vehameti
sarar benliğimi suskunluğun nedameti
buruşturup bir köşeye attığım binlerce kelam içinde
yüreğim sıkışıp kalır yokluğunun cenderesinde
İbrahimî nefesle güle dönse de Nemrud'un harı
filizlenmez gözyaşımla suladığım umut tohumları
süzülür karanlığın koynunda yitik çığlık
nihayete ermez bin yıllık yalnızlık
Ah ömür takvimimin
en güzel günlerine düşen yangın
korlarla çevrili vadilerde bunca yıl nasıl dayandın
kurumuş gül yapraklarına esir edip hayallerini
tek mevsime nasıl sığındın
mütemadiyen akıp giderken kalbimin mürekkebi
sırlanır isminin geçtiği dizelerde yitik çığlık
ölüm uykusuna bürünür dünyevî kalabalık
Kayıt Tarihi : 29.12.2024 12:10:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
ömür defterinde yiten bir çığlığın hikayesi
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!