Yırtmaçlı Kız
Beraberce davrandılar,
O ayağa kalktı; yırtmaçları sağından solundan düştü aşağı.
Kalabalık coştu, içleri içlerine sığmadı.
Böyle bir şey, asla bir bütünün yırtılmasıyla olacak şey değildi.
Bu olsa olsa, bir düğmenin ardına taktığı gariban kumaşa,
karşı kıyıya varacağım diye yaptığı eziyetti.
Üstelik, tam tur peşi sıra koşturduğu bezi,
çevrelediği tüm güzellikleri zorla kapattırıp mest etmişti.
Bu da olsa olsa çevredeki garibanlara çektirdiği eziyet.
Varmasına varmıştı düğme deliğe de,
Ya onun hızına ayak uyduramayan,
daha yaradılışında malzemesinden çalınmış o afsunlanmış saten kumaş,
karşı iliğe varacağım derken örtebilecek miydi
o ilik misali bedeni ve onun uzun taşıyıcı kolonlarını?
Onun işi hepsinden zordu,
üstelik sesini duyacak terzisi de artık yoktu.
Yalnızdı, tek başınaydı.
Uzak diyarları birleştiren, iliğine varma azmindeki asil düğmenin takipçisi sarhoş kumaş.
O da istemez miydi görevini tam olarak yerine getirebilmeyi?
Kapatmak istemez miydi, güzelim peri bacalarını?
Beraber davrandılar, sahip yerine oturdu yeniden,
Kalktı milletin içindeki elektrik ayağa, sütunlar bir sağa, bir sola.
Görevini tam yapamamış hüzünlü kumaş, kahrından, ortasından çat diye yırtıldı bir daha.
Coştu kalabalık, içleri içlerine sığmadı.
Aktan Özgür Meydan - 22.02.2010
Aktan Özgür MeydanKayıt Tarihi : 7.5.2010 11:32:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!