Kütlesi artmaz demişlerdi dünyanın
Ya düşmeliydi bir gök taşı
Ya inmeliydi bir melek
Ya da kalubelada ahdeden ruhlar, bedenlerine sarılmalıydı yirmibir gramlık artış için
İstisnasına mucize deniyor, gelişin gibi
Saatler kurulmuştu teşrifine
Ve bir şefkatli heyecan ,ayakları altında ,cennet olanda
Hoş bir gurur , gölgesi yetende
Etten bir bağ kopacak
En sağlam bağla bağlanacaktı, ana evladına
Misakı ezeliden beri el eleyken, ansızın gelmişti sıran
Göz yaşı akıtabilseydi ruhlar, ağlamışımdır ardından, kırk gün
Ta ki dünyanın kütlesini artırana kadar
Tencere kapaksınız deseler şaşırma, tanışıklığımız oradan
Böylece dört haneli sayılarımızın ilki, işlenmişti mermerlere
Ardından sonsuzluk iksiri aramakla geçiyor ömür
Şişenin içini doldurmak bize kalmış
Saksıları sulayalım mesela
Hayatımız renklensin çiçeklerle
Birer kuş sahiplenelim
Konuşmayı öğretelim, sövsünler ona buna
Yürüyelim bir dağın zirvesine, nefes nefese
Hem yürümek ,aynı anda dışarıda ve içeride olmaktır
Elma ağacına çıkalım , çocukluğumuzdaki gibi
Olmamış , kekremsi elmalardan yiyelim yine
Sıcak tandır ekmeği alalım pazarları
Demli çayla , otlu peynire katık edelim
Kimsenin bilmediği şarkılar dinleyelim
Hatta inceden mırıldanalım nakaratları
Aynı kitapları okuyalım
Kendimizi bulup, buluşalım satırlarda
Her telinde rıza olan başlar okşayalım
Tutamasak da atasını, yetelim yüreğine
Ve O'nu tanıyıp ,analım sabah akşam
Ta ki lezzetleri acılaştıran, gelene kadar
Yoksa eksi çıkıyor sonuç
Tiresi konulup , ikinci dört hanesi yazılınca
Kayıt Tarihi : 29.11.2020 12:12:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Şiir Dokunmaktır YouTube Kanalımda seslendirdiğim hali mevcuttur.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!