sivil satırların halk mısraları arasında kayboluşu
ve benim her güne daha yenik başlayışım
rakımın bilmem kaç yüzler olduğu bi şehirde
sana olan tüm bağımın neyse sonra ayakkabı bağımın
çözülüşü bi şekilde onun için eğilip kendimle karşılaşışım
ilk kez tanışıyormuşum gibi ellerimle tokalaşma ümidi
sanki ölmüşlüğün yirmi birinci yüzyılında senle beraber
bir gün ve her gün sevgilim
bu pusuya yatmış ayrılık sevincimi bazı bazı
ama bilirim ki koparamaz kaşını ve kirpiklerini kıskanışımdan.
hiçbir şeyin ciddi olmadığı kadar koyu bir başlangıç
sokağın ortasından geçen kelimeler
değdiği yerde sana bana ve bize, neyinim
sen bende gözümün bebeği ufacık bir kırlangıç.
mavi incecik bir bluz, engebe, dağ bayır ve yokuş
derken ben senin sokağına ulaştım,
ve buralar günlük güneşlik artık.
sonra birden içimde yediverenler, annemden kalma
el emeği göz nuru ilmek ilmek dantel.
sevdamız koynunda yeşeren boynunda devrilip
sigaramın ucuna değin büyüyen,
her defasında içime içime, hayal dediğim ne varsa
koşar adım üzerimdeki külle
yine de sen kalbime çakılmış kurşun gibi bir sır.
pencere kenarında bir kasım.
sonra masamın üzerindeki muma olan bakışlarım
sanki ordasın, varlığın odamdan doğup ömrüme yayılan ışığım.
sonumuz yangın, ateşler içinde parmaklarım
sana dokunur anda kanayan topraklarım,
her biri bir,
ben ki sensiz bir düzlük, seninle koca bir dağım.
Kayıt Tarihi : 2.9.2017 00:26:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!