Yine bir eylül akşamıydı,
Havada hafif bir yağmur vardı ve ardında bıraktığı toprak kokusu,
Beraberinde getirdiği lodos ve onun eşsiz kulak pası silen tınısı,
Yine bir eylül akşamıydı,
Sararan yaprakların dallarından ayrılırken bıraktığı şıkır şıkır ses tonları,
Sabah olunca çöpçülerin toparladığı ve poşetler ile istiflediği bir eylül sabahıydı,
Yine bir eylül akşamıydı,
Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Devamını Oku
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim