.......Dertlerimiz,sıkıntılarımız en başta kendimiz olamamaktan ileri geliyor.`Kendimiz olmak` ne demek? Bana göre bir insanın tüm potansiyelleriyle,tüm özgünlüğüyle,tüm muhteşemliğiyle yaşamda var olmak. Her insan ama her insan özgün, muhteşem, sanatsal bir varlıktır.
.......İyi ülke, has ülke her bir insanının kendisi olmasına rehber olan ülkedir.Ülke kişiyi kendi limanına bağlamayacak. Limana bağlanan gemi çürür. Bu ne demektir? Has ülke, insanların `BİREY` olma mücadelesi veren ülkedir. İnsanlar son derece onurlu,hem kendine hem başkasına değer veren,eziklik hissetmeyen,başı dik yaşayan BİREY ler olmalıdır.
......Prof.Doğan Cüceloğlu`nun kitaplarını okudukça çoğumuz `-mış` gibi insan olduğumuzu anlarız. Onun `-Mış Gibi Yaşamlar` adlı kitabı vardır. Yaşam tıpkı orada anlatıldığı gibi ya `-mış Gibi olur` ya da gerçekten yaşam olur bizim için.
.........Bu sabah uyandığımızda bütün TV'lerde ve gazetelerde şu haberler
geçiyor okudunuz mu,duydunuz mu?
.........Başta cumhurbaşkanı olmak üzere,başbakan,bakanlar,milletvekilleri,
üst bürokratlar gecekondu mahallelerine taşındılar.Hepsinin maaşları asgari ücrete indirildi.Maaş artışları yüzde ikide kaldı.Maaşlarının asgari ücret faz lası banka hesaplarında blokeye devam edilecek.
..........Türkiyemiz'de elinde projektör sevgili bir Ata'mız vardı. Her birimizin eline bir projektör vermeye çalıştı.Kimi projektörü kullanamadı. Düğmesine dokunamadı.Kimi hinlik edip projeksiyonu sabota etti. Hinlik edenler:
Hop! Gardaş bu ülkenin gaymağı benimdir.Alimallah Amerika'ya yedirir gene sana yedirmemdediler hep.
..........Bunu kime diyordu,Osmanlı devletinden bize miras kalan oturup bekle yen,milli piyangocu zihniyete diyordu.Gerçeketen biz Türk Milleti olarak çok suçluyuz.Milli piyangocuyuz. Beklenticiyiz.Bekliyoruz. Eşimize eşlik etmeden mükemmel eşlik bekleriz.Çocuğumuza babalık ve annelik etmeden (Marazi korumaclıkla annelik babalık yaptığımızı sanırız :) mükemmel evlat bekleriz. Devlete vergi vermeden,önümüze koyduğu köprü,okul kamu iş yerleri hiç bir şeyin kıymeti bilmeden hizmet bekleriz.
........Sevgili yurdum insanı.Hepimiz bu toplum sıvısı içine doğduk.Elbette bu toplumun gelenek,görenek ve dinsel inançlarına sarılacağız.Gözümüzü açtık ne gördüysek onlar bizim değerlerimiz olmuştur. İnsanoğlu ne kadar çok bilgilenirse değerler ve olaylar konusunda derinliğine bakış açısı oluşturur.
Derin düşümek demek ne demektir? Farkındalıktır. Bir örnek vereyim size:
Bir kahvehaneye,lokantaya ya da düğüne gittiniz.bulunduğunuz ortamda sadece bir ya da iki şeyi mi görürsünüz? Ya da bulunulan mekanda kaç kadın,kaç erkek,kaç çocuk,kaç masa,kaç sandalye,kaç ampul,kaç,kaç...
vardır. Farkındalık budur. Her nerede olursanız olun,hangi düşünce size iletilirse iletilsin,hangi sözler söylenirse söylensin,hangi film gösterilirse gösterilsin ondaki bütün detayları algılayabilmek. Mekanın,olayın,düşüncenin,
söylenenin,uygulamanın bütünü boyutlarını görebilesiniz.Bütünlük meselesi işte bu.Her şeyi görebilmek...
.......Mustafa Kemal şapka Devrimi'ni yapmıştı. Şapka ve başı açık kadın...Her ikisi de insan vücudunun üstündeki başın görüntüsü.Türban ve erkeklerin taktığı sarık da vücudun üstünde.Yani beynin olduğu bölüm.Dikat edin şapka ve saçın açıklığı ''Ben bilimsel yaşamaktan yanayım.'' anlamındadır.Kadının başının açması ben bilime,yeni düşüncelere açığım, erkekle aynı haklara sahibim, mesajı vermektedir.(Şu anki türban) Türban bir nevi ben bilime kapalıyım.Bilimsellik benim öncülüm değildir,mesajı vermek tedir.
........Türbanın tek tip olmasını hiç düşündünüz mü? Başörtüsü olsa herkes değişik değişik örter:Anadolu'da kimi tülbent,kimi yazma kimi vala örterdi.
Çeşitli tarzlar vardı.Türban niye tek tip? Türban tastamam Atatürkçülüğün önü
ne ve şapkaya alternatif olarak getirilmiştir.Artık Atatürkçülük bizim için bitti, anlamındadır.Dinim ve inancım için örtüyorum diyenlere şunu sorabilirsiniz:
-Niye tek tip. Farklı ört.Değişik tarzlarda ört tabi istersen,diyebilirsiniz.
.........Türbana 411 'El! ' Kalktı. Ya da Telekom'un satışına ya da anayasa değişikliğine yeteri kadar 'el' kalktı.İyi de onlar el mi?
(........Sevgili okuyan arkadaşlarım.Şimdi size politika kelimesinin anlamı uzerinde duracağım. Biliyoruz ki sözlükte bir kelimenin ya da kavramın ilk
yazıldığı anlamı gerçek anlamıdır.En isabetli anlamı 1. sıraya yazılır.İkinci üçüncü anlamları da vardır.Mecaz anlamları da vardır.Şimdi politika kelimesinin üçüncü anlamına dikkat ediniz.)
politika
........Merhaba Ben Sam Amcanız,
Atlas Okyanus'unun batı yakasından doğu yakasına merhaba. Doğu yakasın daki ırkı ve dini bana yakın olanlar.Sizlere selam olsun.Dünyadaki devran
döndükçe yanınızda olacağım.Yanımda olun. Devran döndükçe bizden olma yanların halini devam ettirelim,daha da kötü olsunlar. Ama bunu sakın bizden olmayanların kulağına fısıldamayın!
........Doğu yakasındaki benim ırkımdan dinimden olmayanlar,
Sizlere kendimi tanıtmak istiyorum.Ben Amerikalı Sam Amcanız. Sizlere se
emperyalizm:Bir milletin sömürü temeline dayanarak başka bir milleti siyasi ve ekonomik egemenliği altına alıp yayılması veya yayılmayı istemesi, yayılmacılık, yayılımcılık:
.......Yukarıdaki tanımı vereyim dedim.Lazım oldukça bakarım,diye. Dünyada ki bütün müslüman ülkeler sömürülüyor. Tek sebebi inatla bilime sahip çık mamalarıdır. Onurlu ülke ne başka ülkeleri güder,ne de başka ülkelere güdü lür. Avrupa ve Amerikan emperyalizmi ve sömürüsü müslüman ülkeleri sömü
rüyor,güdüyor.Amerika Irak'ı işgal ederken bir milyona yakın Irak müslümanını
öldürürken onur gösterip de eleştirenler,bilimsel savaşanlar kim oldu. Bir Türk başbakanı ırak'ı bölen,parçalayan,çocuklarını ilaçsız bırakan Amerika' ya eş başkan oldu.Hangi anlayışla bir Türk duruşuyla değil,bir Arap müslü manı anlayışıyla. Türk insanı o kadar Arap müslümanlığına yaklaştırıldı ki aynı başbakan ikinci defa yüzde 47 ile yine başa geldi.
........Baş örtme ile ilgili Latife Hanım örnek verildi. Latife Hanım,adlı kitabı Latife Hanım türbana alet edilmeden önce okumaya başlamıştım. 520 say falık bu kitabın 490.sayfasındayım. Babası Osmanlı milyoneri olan Muammer Bey büyük tüccardı.Kurtuluş Savaşı'nda ailece yurt dışına çıkmışlardır.
.......... Latife Hanım Paris'te hukuk eğitimi görmektedir. İzmirde babaannesi kalmıştır. Bir çingene kadını bir gün falına bakmıştır. Sarışın.mavi gözlü bir prensle evleneceğini söylemiştir. O da kahramanını aramaktadır.Mustafa Kemal o tarife uymaktadır. Mustafa Kemal'in resmini taşımaktadır. İzmir kurtarılmak üzeredir.Mustafa Kemal İzmir'e yürümektedir.Mustafa Kemal' den önce İzmir'e gelir. Üstünün aranmaması için KARA ÇARŞAF giymiştir. (Latife Hanım-İpek Çalışlar 161.sayfa.) Kara çarşafa karşı bir kadın. Mustafa Kemal ile evlenmeyi başarır.
.........1923'te Ankara'ya gelir.Parisler'de okumuş(açık giyimli) giymiş Latife Hanım -İpek Çalışlar164, 166,167,168, fotoğraf lar.Bütün millet vekillerinin eşleri kapalıdır.1924,1925 o da yine muhtemelen aynı çarşafı giyer. Kapalı giysileri161,173,175176,178,437,440,441,442-443 sayfalarda yer almak tadır.Ancak Latife Hanım her konuda Ankara'ya uyum sağlayamamaktadır.7 Deve yükü ile çeyizi gelmiştir.Kıyafetleri hep moderndir.O, Osmanlı dönemin de,eğitim süresinde çarşaf giymemiştir. Saçları açık ve bakımlıdır.Kitabın kapağı Sakarya adlı ata binişi,162, 164, 166, 167 (kolları da açıktır.) 168 boyun çok açık ve kolyenin zincirleri gözüküyor.170. Latife Hanım tesettüre karşı da, kadın haklarının elde edilmesi için de mücadele vermiştir.
........Makro düşünmek bir olayı,bir durumu bütün yönleriyle ele almak,olayların
bütününe göre düşüncelerini oluşturmaktır.Örneğin bir akarsuyun kıyısında o
turup akışını seyretmekle o akarsuyun,debisini,rejimini,geçtiği güzergahları ve hangi havzaya döküldüğünü bilmek bir değildir. Bir nevi genel hatlarıyla olaya teşhis koyma egzersizi de denilebilir.
........İnsanlar olayları bir bütün ele alamadıkça küçücük dünyalarının küçücük düşünce ve kararları elinde oyuncak olurlar.Mikro düşünürler.Mikro kararlar
makro kararların karşısında saman gibi savrulur gider.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!