Bitmez çile, tükenmeyen sefalet
Yıllar yılı başımızda taç bizim
Vicdansızlar kanun çiğner maharet,
Gerçekleri söylememiz suç bizim.
Ankara’da türlü türlü plan var
İstanbul’da açık açık talan var
Neden halâ gelmedi, yoksa
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Devamını Oku
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
köylüm diline sağlık Mekanın cennet olsun günün şiiri seçen kuruluda buradan tebrik ediyorum..10
ferhat hocam..aşık yeneri bilmezdim..eksikliğimi anladım yazdıklarından..
baş ağrıtmak ne kelime..ziyadesiyle müstefid olduk...yüzlerce şiir yazmış..bestelenmiş...kimisi hala dillerde...yazdıkları içinde fevkaladenin fevkinde olanlar da var...olmayanlar da..velakin aşık olduğu, yapay değil doğal olduğu aşikar...
günün şiiri acizane şahsım adına bir cehalete ışık verdi...sebep olanlara şükranlar
Her türün kendine has tadı,rengi var,ama Halk Şiirinin tadı bir başka.Belki de bu tad,şiirlerin ortak dertlerimizi,aksayan yönlerimizi ve olmamız gereken noktayı dile getirmesinden ileri geliyor.İşte bütün sadeliği ve güzelliğiyle harika bir şiir.Bütün ozanlara selam olsun.
Nesimi Çimen, Mahzuni Şerif, ve Aşık Yener babam Dirgen İsa'nın en sevgili arkadaşları, benimse karşılarında bağlama çalerken tir tir titrediğim ustalarımdı.
Mahzuni Şerif ne zaman Afşin'e, memlekete gelse ortalık bayram yerine döner; çevrede aşık, ozan, bağlama heveslisi, türkü dostu ne kadar insan varsa Berçenek'in yolunu tutardı.Gerçi devir,Rahmetli Ecevit'in Kar'oğlan efsanesine dönüştüğü CHP'nin hızlı yıllarıydı; ama işin ucunda Mahzuni Baba olunca memlekette sağ-sol unutulur ortalık Âşıklar Bayramı'na dönerdi.Ben de henüz on on iki yaşlarında tıfıl bir ilkokul çocuğuydum, babamın bağlamasını zar zor taşıyordum.Malum her ustanın bir de çırak yetiştirmesi adettendi,her aşığın bir şagirti vardı, ben de babamın çırağıydım.
Ustalar saatlerce boz bulanık rakılar eşliğinde atışırken biz kapıya yakın bir yerde ayakta durabilecek kadar bir yer bulabilirsek kendimizi şanslı sayardık; ustaların yorulup:'Haydi bakalım erenler şu çıraklarınızı görelim.'cümlesiyle elimiz ayağımız boşanırdı.
Evet şiirini beğenmediğiniz bu ustaların karşısında on iki yaşında yaprak gibi titreyerek bağlama çalıp türkü söylemişliğimiz mi; yoksa gerçek halk ozanlarını böylesine yakından tanıyıp her bir şiirinin macerasını tahmin etmek mi bizi onlara böylesine bağlıyor, bilmiyorum.Bildiğim babamın yakın dostları bu güzel insanları çok özlediğim.Onun içindir ki sabahtan beri Âşık Yener şirinin başından ayrılamadım.Başınızı ağrıttım biliyorum; ama bu meydanlarda akşam ne halt yediğini ballandıra ballandıra anlatan ablaların öksürükten tayyare şiirlerine ne övgüler dizildiğine de şahitiz elbet.Haydi bütün şiirlerini geçtik de ustanın, şu dizeye itiraz edecek insanın vicdanıyla uzun bir muhasebesi var demektir.
'Kanuni'nin at sürdüğü yerlere
Çöpçülüğe akın eden göç bizim.'
Saygılar güzel insanlar...
KIZ SEN İSTANBUL'UN NERESİNDENSİN?
duruşun andırır asil soylu mu
hisar, kuruçeşme, sahil boylu mu
arnavutköylü mü ortaköylü mü
kız sen istanbul'un neresindensin
bilmem sözlü müsün, ya nişanlı mı
sevgilin yaşlı mı, delikanlı mı
emirgân, bebekli, aşiyanlı mı
kız sen istanbul'un neresindensin
başında dolaşan kavak yeli mi
gözlerinden akan aşkın seli mi
sarıyer, tarabya, istinyeli mi
kız sen istanbul'un neresindensin
soyun buralı mı, başka yerden mi
huyun aşığına küsenlerden mi
yeşilköy, florya, bakırköy'den mi
kız sen istanbul'un neresindensin
gülüşün sahte mi, yoksa candan mı
bağlarbaşındaki tozlu yoldan mı
erenköy, kadıköy, üsküdar'dan mı
kız sen istanbul'un neresindensin
merhametin bahar, yoksa kıştan mı
tatlı yanağından, çatık kaştan mı
esentepe, yıldız, beşiktaş'tan mı
kız sen istanbul'un neresindensin
güzel bir taşlama olmuş aslında.
Yol Ver Dağlar
Başı duman pare pare
Yol ver dağlar yol ver bana
Gönül gitmek ister yare
Yol ver dağlar yol ver bana
Ömrümün uzun yolu
Geçip gitsem yâre doğru
Gözlerim yaş dolu dolu
Yol ver dağlar yol ver bana
Aşık olmak benim kârım
Çok aradım nazlı yârim
Dudu dillim sitemkârım
Yol ver dağlar yol ver bana
Karlı dağlardan esmedim
Ben o yâre hiç küsmedim
Daha umudum kesmedim
Yol ver dağlar yol ver bana
Aşık Yener
Bu Milleti parçalayıp gerdiler
Aşık yazar sündürüpte gerdiler
Akıl kalemini vurup kırdılar
Şu mecliste temsilcimiz yok bizim
Şaire şayan şiiriniz ayan beyan ne güzel ifade etmiş
Saygı ve sevgiler tam puan
Çok Değerli Ferhat Keremgil'e,
Aşık Yener'i o kadar muhteşem tanıtmışsınız ki...
Hemen sayfanıza gittim. Şiirlerinizin ve yazılarınızın olmadığını gördüm. Doğrusu bir şeyler bulup okuyamadığıma üzüldüm.
Kaleminize, yüreğinize, anlatımınıza sağlık.
Sevgi ve saygılarımla, sağlıcakla kalın efendim.
aşık Yener'in de şiirinde dedikleri gibi, bazı şeyler yıllar yılı başımıza 'taç(!)' olmuş gibi. Söksek, saçlarımız yolunacak kökünden; atsak, derimiz yüzülecek başımızdan... İşte böylesi bizimle bütünleşmiş gibi görünüyor , bu illet düzensizlik, haksızlık, yiyicilik...
Vicdanlarını yitirenlerin insafları olmaz.
Önce insanlara vicdanlarını yeniden kazandırmalıyız. Vicdan kazandırmak için de insan olduklarını hatırlatmalı, yeniden öğretmeliyiz.
Geçmiş zamanda yazılanlar da aynı, günümüzde yazılanlar da... Bugünün dünden pek farkı yok gibi...
Genel anlamda çok güzel bir taşlama.
Kaleme sağlık...
'GERÇEK DOSTLAR BİRLİĞİ'
Bu şiir ile ilgili 18 tane yorum bulunmakta