Bunca yıl basmadım bir tek taşına,
Döndüm sen ne işler açtın başıma,
Bakmadın elliyi aşan yaşıma;
Ben boşalttım sen doldurdun içimi,
Çoktan kaybetmişiz biz bu seçimi…
Şiirler yazardım özlemin dolu,
Uzaktı çok zaman boğazın yolu,
Hoş geldin der gibi kırdırdın kolu;
Asfalta yapıştık, peş peşe kaza,
Oysa daha basmamıştım tam gaza…
Hava değişince tempomuz durdu,
Tansiyonum çıktı tavana vurdu,
Yirmi yıl dolaştım koskoca yurdu;
Ne yüzüm asıldı, ne sabrım taştı,
Sende neler olmuş, aklımız şaştı…
Kurmuşlar ikinci köprüyü bile,
Üçüncüsü olsa yine nafile,
Kamera çekiyor basınca zile;
Hayatımız filim olacak sanki
Tövbe gelmez idim bilsem inan ki…
Bakkal Mehmet olmuş, rainbow market,
Terzi Free style, sen gel de fark et,
Evin önü yasak, sıkıysa park et;
Taşımışlar bizim şehri buradan,
Çıkaracak gibi bizi aradan…
Sarayburnu’nda hep balık tutardık,
Mahalleye gelir hava satardık,
Yağmur yağınca çamura batardık;
Asfalt boyu dolmuş Travesti, Gay,
Küpe takmış Ahmet, gel adamdan say…
Naylon giydirmişler şimdi sucuğa,
Liseli sokakta mucuk mucuğa,
Araba almışlar dünkü çocuğa;
Külhan olmuş velet “reis” diyorlar,
Millet ırgat bizler beyiz diyorlar…
Muradım ne büyük belli ne küçük,
Modaymış yırtık kot, poposu açık,
Annesi konken’de, babası kaçık;
Sorsan modern aileyiz diyorlar,
İstanbulluyuz böyle…yiz diyorlar…
Daraldım, bunaldım çıkıp giderim
Ceketi sırtıma çekip giderim,
Kara gümrüğü de yakıp giderim;
İstanbul bir daha dönmem vallahi,
Ölse köpeğimi gömmem vallahi…
Murat Nail Güney
21 Ağustos 2010 İstanbul. 00.22
Kayıt Tarihi : 23.8.2010 23:54:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!