Yıllar önce sürgün edildim annemin kucağından. Bebektim ağlıyordum. Ağlamalarım konuşmalarımdı. Duymadılar sesimi. Anlamadılar ağlattılar. O zamanlar öğrenmiştim sürgünün acısını. Büyüdükçe büyümüştü sürgün de benimle beraber. Başka sürgünleri de peşine takarak. Yıllar olmuştu sürgüne çıkalı. Unutmuştum artık sıla neresi. Sürgün yürüyüşlerimden birinde neresi olduğunu bilmediğim bir yerdeydi bedenim. Uzun uzun baktım neresi olduğu bende meçhul yere. Sebepsiz susuşlara gebeydi dilim. Tanıdığım bir bakış karşıladı beni. Sesi yabancı, yüzü yarı aşina, sesi tanıdık bu kadın tuttu ellerimi. Unutulmuş bir şey vardı ellerinde bana teslim etmek istediği. İlk kez yanmıştı ellerim. Ama canımı acıtmıyordu bu yangın. Oysa yıllarca bana yanmak acı verir demişlerdi. Oysa ben şimdi acıdan çok adını hiç bilmediğim bir duyguya doğru yolculuktaydım. Öyle bir dalmıştım ki tanıdık bakışlara. Bir anda yer değiştirmiştim, neresiydi burası hiç bilmeyecektim. Dolaşmaya koyuldum avuçlarımdaki ısıyla. Hiç tanımadığım renklere ev sahipliği yapıyordu burası. Oysa ben sadece siyah ve bekli de arada bir gri olur hayat sanıyordum. Oysa ne çok yanılgıdaymışım. Ben her şeyi bilirdim ya. Peki, şimdi ne oluyordu da bildiklerimin aslında hiçbir şey bilmediğim olduğunu görüyordum. Sıcaklık bazen yakmazmış. Aksine ısıtırmış yüreği. Renk dediğin bir siyah bir gri değilmiş. Beyaz olurmuş, kırmızı bakar, pembe severmiş insan bazen
Tarih: 27.07.2009
Saat: 14:28
-Bir an- bakislarin mavi denizle gok arasinda
Bir uyumsundur sen -yazlar gezinir kis gunlerinin icinde-
Sabahlari bir seyler noksandir, aksamlari
Noksanlardan olusan bir uzuncluk sende.
değerli arkadaşım eserlerin herbirisi birdiğerinden güzel bu okuduğum mısralar insanı nerede doğup nerede yaşadığını birkezdaha düşünmeye sevk ediyor yüreğine ve eline sağlık
Begenerek okudum tebrikler
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta