gittiğim bütün hekimler aynı şeyleri söylediler
söz birliği etmişcesine
'aşk hastalığıdır bunun adı
ve çok sarsar insanı bu yaştan sonra'
oysa ne yalan söyliyeyim,
..
Barıştan eser yok yıldız falında
Sen benim bahtımın burcu değilsin
Bin aşkın zehri var senin dudaklarında
Tadılacak gibi acı değilsin
Sormam hazanını anmam yazını
İlkbaharın gelse çekmem nazını
..
Sonbaharın serin esen rüzgarlarında
Sabahın güneşi, akşamın ayışığında
Arıyorum!
Kaybettim geceyi ve gündüzü
Yokluğun acıydı hançer misali
Sözlerin acıydı kurşun misali
..
Karanın mavileşe mavileşe mavileşmesi
dönüşmesi altun sarısına mavinin
ve sonra ayçiçeğinde ivecen bir balarısı
yani sen
yani ben
yani biz
..
Gökyüzünde mahcup bir yıldız geçerken
Kızoğlankız edasıyla ve hüzünle,
Duy uyuşuk akşamın arasından
Şakıdığını bir sesin eşiğinde.
Çiy’den daha narindir O’nun sesi
Ve görmeye gelmiştir seni.
..
iki yıldız var bana bakan
gölgeleri
bendeki gözbebekleri
iki gökyüzü bana açılan
gölgeleri
dirim doğuran düşler
..
yıldız baskınıdır bu
beni birden görüngemden çıkaran
bu kalabalık gökyüzü
göğsümden taşan sevinç
gözleri çiçek çocuklar gibi
sesimde kelebekler
..
Havalanma telli durnam
Havalanma telli durnam
Aman aman aman ey
Uçup gitme yele karşı
Ah niye doğdun sarı yıldız
Mavi yıldız yıldız yıldız yıldız yıldız dön dön
..
Perde düşse ve her şey olduğu yerde donsa;
Görünse yıldız yıldız, fezada Anayasa...
..
Yükseğinde yavru şahin beslenir
Yıldız dağı niçin kalkmaz dumanın
Alçağında dudu kumru beslenir
Yıldız dağı niçin kalkmaz dumanın
Yükseğinde büyük namlı karın var
Alçağında mor sümbüllü bağın var
..
İki elinle kapatıp
Yırtığını yaranın
Koynunda yıldız taşırsın
Ama düşer yine yıldız
Düşeceksen sen de
Bir akşam alacası
..
Bir yıldız doğdu yüceden
(aman) Bir yıldız doğdu yüceden
(yar yar yar yar yar yar amman)
Şavğı vurdu pencereden (a leylim amman)
Gavlimiz var dün geceden
(aman) Gavlimiz var dün geceden
(yar yar yar yar yar yar amman)
..
bu gece ne bir yıldız, ne ay var yaşlı gecede
hüzne yer yok yüreğimizde hüzne yer yok
nasıl olsa kıramazlar filizlerini
mutluluk pınarından kaynaklanan sevgimizin
çabuk gelir geçer yaz yağmurları
bu gece ne bir yıldız ne ay var yaslı gecede
yine de hüzne yer yok yüreğimizde
..
bu gece ne bir yıldız, ne ay var yaşlı gecede
hüzne yer yok yüreğimizde hüzne yer yok
nasıl olsa kıramazlar filizlerini
mutluluk pınarından kaynaklanan sevgimizin
çabuk gelir geçer yaz yağmurları
bu gece ne bir yıldız ne ay var yaslı gecede
yine de hüzne yer yok yüreğimizde
..
Gökte zamansızlık hangi noktada?
Elindeyse yıldız yıldız hecele!
Hüküm yazılıyken kara tahtada
İnsan yine çare arar ecele!
Gençlik... Gelip geçti... bir günlük süstü;
Nefsim doymamaktan dünyaya küstü.
..
Ama neyle? Şarapla, şiirle, ya da erdemle, nasıl isterseniz. Ama sarhoş olun.
Ve bazı bazı, bir sarayın basamakları, bir hendeğin yeşil otları üzerinde, odanızın donuk yalnızlığı içinde, sarhosluğunuz azalmış ya da büsbütün geçmiş bir durumda uyanırsanız, sorun, yele, dalgaya, yıldıza, kuşa, saate sorun, her kaçan şeye, inleyen, yuvarlanan, şakıyan, konuşan her şeye sorun, 'saat kaç' deyin; yel, dalga, yıldız, kuş, saat hemen verecektir karşılığını: 'Sarhoş olma saatidir. Zamanın inim inim inletilen köleleri olmamak için sarhoş olun durmamacasına! Şarapla, şiirle, ya da erdemle, nasıl isterseniz.'
..
Ben ömrümce köylere gittim
Taşlar arasından ıssız yollardan
Garip akşamlar içine
Tek başına ışıdığı yere okulların
Avuçlarımla yüreğimi götürdüm
Nedir çekisi kişinin
Gördüm orada gördüm
..
……… Soğuk gecelerde yıldızlara uzanır, ısınırım ve her yıldız sen olursun, gökyüzü ateş topu olur sıcaklığının yayıldığı atmosferde… Ben üzerimdeki her şeyi çıkarır ve deniz kızı özgürlüğü yaşarım, güneş tenimde, başaklar içimde boy verirken…
……… En yakınımdaki yıldız koynuma girer, yeşil akan nehir, okyanusun mavi sularına benzeşir ve her yıldız kıskanırken koynumdakini, ben kulaçlar atarken, her yıldızın mavisini yeşile, yeşilini maviye çeviriyorken her yıldız sen oluyorsun, geceden sabaha dek milyonlarca yıldız yakalıyorum… Yıldızlar biriktiriyorum şimdi uçsuz bucaksız…
……… Vedasına hazırlanmakta olan gecenin geç kalan tüm yıldızlarını, yaprağını çoktan dökmüş, dallarından başka serveti olmayan, baharı bekleyip yeşilliklerini fark edemeyen insanlara sunmaya hazırlanan o devasa ağacın altında topluyorum… Yıldızların bayramı olurmu? Olurmuş, şimdi her biri, kendini sonbahar hüznünü yaşayan ağacın dallarına kızıl, mavi, yeşil, sarı ve her biri bir renk panayırına bürünerek salsa kıvamında, oynak ve ağır kalçalarını oynatan oryantal kıvamda yapıştırırken yıldız yapraklı ağaç üremekte ve geceden sabaha yalancı baharlara inat, yıldız yapraklı ağaçtan ıtırlar yayılmakta…
……… Türdeş ağaçlar kıskanıyor benzerini, dal büküyorlar gün ağarırken yeryüzüne ve direnişindeki işçinin sessiz sloganlarını fısıldıyorlar dallarından dallarına… Her yeni gün doğumunda güneş altında yıldızlar arıyorum beyhude ve senden gelecek en acı sözü bile kabullenmek istiyor, onun tek harfine bile sarılmak, yıldız varsaymak, ucuna tutunmak isteğim yeniden kanatıyor kapanmayan yaramı… Güneş altı yalnızlık ve acılarımı ince bir ipe sarılarak göğe tırmanmak, orada seni bulmak, ışıtan sevginle avunmak ve sende kalmak, yıldız kokmak istiyorum kahreden soğukların yürek yangınlarında…
..
Yine bugün yaralandım
İndim etrafı dolandım
Datlı canımdan usandım
Yıldız yıldız yıldız yıldız hey
Evler yıkan beller büken
Kervan kıran yıldız hey yıldız yıldız
..